Biyografiler.com : Her yaşam bir iz bırakır. | Türkiye'nin en çok okunan biyografi sitesine hoş geldiniz.
Enver Paşa

Enver Paşa

Doğum Tarihi: 22.Kasım.1881

Ölüm tarihi: 04.Ağustos.1922

Enver Paşa kaç yaşında öldü : 41

Burcu: Yay

Meslek: Asker, Siyasetçi

Doğum Yeri: İstanbul

Ölüm Yeri: Tacikistan

Enver Paşa’nın asıl adı İsmail Enver'dir. 22 Kasım 1881 tarihinde İstanbul'da doğdu. Ailesi Manastırlı olup, babası Hacı Ahmet Paşa, annesi Ayşe Hanım’dır. 6 kardeşten en büyüğüdür. Babasının görevi nedeni ile çocukluğu çeşitli illerde geçti. İlkokulu İstanbul'da bitirdikten sonra 1894’te Makedonya’nın güneybatısında bir şehir olan Manastır Askeri Rüştiyesi’ni, 1897’de İstanbul’daki Soğukçeşme Askeri İdadisi’ni bitirdi.

Kut ül Amare Zaferinin komutanı Halil Kut paşa amcasıdır. Bakü fatihi Nuri Killigil kardeşidir.

Harp okulundan 1899'da piyade teğmeni olarak mezun olduktan sonra, ocak 1903'te kurmay yüzbaşı olarak Harp Akademisinden derece alarak mezun oldu. Selânik'teki Üçüncü Ordunun Manastır'daki 13. Seyyar Topçu Alayı'na tayin oldu. 13 Eylül 1906'da binbaşı oldu. 1912 yılında yarbay oldu.

İttihat ve Terakki Cemiyeti kurucuları arasına katıldı. Bu topluluk içinde tutunup, kendini sevdirdi. II. Meşrutiyet'in ilan edilmesinde önemli rol oynadı. Makedonya Genel Müfettişliği ve 5 Mart 1909'da Berlin askeri ataşesi görevinde bulundu. İstanbul’da “31 Mart Vakası”nın 31 Mart 1325'te (13 Nisan 1909) patlak vermesi üzerine geçici olarak yurda döndü. İsyanı bastırmak üzere Selanik'ten İstanbul'a giden ve komutanlığını Mahmud Şevket Paşa'nın üstlendiği Hareket Ordusu’na katıldı. İsyan bastırıldıktan sonra Abdülhamit II tahttan indirilmiş, yerine Mehmet Reşat geçmişti. Enver Bey, isyan bastırıldıktan sonra tekrar Berlin’e gitti. 1911’de İstanbul’a döndü ve Sultan Mehmet Reşat’ın yeğeni Naciye Sultan ile nişanlandı. Arnavutluk’ta çıkan isyan üzerine gittiği İşkodra’da isyanın bastırılmasında etkili oldu. Daha sonra Berlin’e geçtiyse de İtalyanlar’ın Trablusgarp’a saldırmaları üzerine yurda döndü.

İtalyanlara karşı bir gerilla savaşı yürütülmesi fikrini İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerine kabul ettirdikten sonra Kolağası Mustafa Kemal Bey (Atatürk) ve Paris askeri ateşesi Binbaşı Ali Fethi Okyar Bey ile Trablusgarp’a giden Enver Bey, Bingazi ve Derne'deki kuvvetlerin başına geçti; 20 bin kişiyi seferber etmeyi başardı ve adına para bastırarak bölgeye hakim oldu. Bir yıl süren mücadele sonunda, Balkan Savaşı’nın başlaması üzerine diğer Türk subaylarla birlikte İstanbul'a çağrıldığı için bölgeyi terk etti. İtalyan kuvvetlerine karşı verdiği başarılı mücadele nedeniyle 1912'de yarbaylığa yükseldi.

23 Ocak 1913 tarihinde İttihat ve Terakki tarafından düzenlenen Babıali baskınına katıldı. Sadrazam Kamil Paşa'nın istifasını sağladı. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin iktidarı ele geçirmesinden sonra, 22 Temmuz 1913 de Edirne'nin kurtarılmasında önemli rol oynadı. Bu başarısından sonra 15 Aralık 1913'de albaylığa ardından da 3 Ocak 1914 tarihinde Mirlivalığa ( tuğgeneralliğe) yükseldi ve Sait Halim Paşa hükümetinde 8 Ocak 1914 tarihinde Harbiye Nazırı (Milli Savunma Bakan) oldu. Orduda bazı düzenlemeler yaptı. Fransız modeli yerine Alman stilini uyguladı. Abdülhamit II dönemin yaşlı paşalarının tamamına yakın bir kısmı emekli edildi ve genç subaylar orduda önemli göreve getirildi.

1. Dünya Savaşına Almanlar'ın yanında katılmamızda etkin rol oynayanlar arasındaydı. 10 Ağustos 1914 de Boğazlar’dan girmesine izin verilen iki Alman kruvazörünün 29 Ekim 1914 de Rus çarlığı liman ve gemilerine saldırması için gerekli onayı verdi. 14 Kasım 1914’de Fatih Camii’nde okunan Cihad-ı Ekber ilanı ile devlet, resmen 1. Dünya Savaşı'na girmiş oldu.

Enver Paşa, ülke 1. Dünya Savaşı’nda girdikten sonra Harbiye Nazırı olarak askeri harekâtın yönetimini eline aldı. 3. Ordu’nun Doğu Cephesi’nde Rus kuvvetlerine karşı giriştiği Sarıkamış Kış Harekâtı’nın komutanlığını üstlendi. Ocak 1915’te gerçekleşen harekâtta Türk birlikleri tam bir bozguna uğradı. Daha savaşmadan binlerce asker donarak can verdi.

26 Nisan 1915’te Harbiye Nazırlığı’nın yanı sıra Başkomutan Vekili olan Enver Paşa, Eylül 1915 de korgeneralliğe yükseldi. 1917’de Enver Paşa’nın rütbesi orgeneralliğe yükseltildi.

1.Dünya Savaşı ardından, Almanya’nın yenilgisi ve Osmanlı’yı Sevr Antlaşması’na sürükleyen çöküşün ardından 2 Kasım 1918’de Enver Paşa ülkeyi terk etti. İttihat ve Terakkili arkadaşlarıyla birlikte, önce Odessa'ya, oradan da Berlin'e gitti. Daha sonra Rusya'ya geçti. İstanbul’da Divan-ı Harp, rütbelerini geri aldı ve gıyabında ölüm cezasına çarptırdı. 1 Ocak 1919'da hükümetçe askerlikten ihraç edildi.

1922 yılının 4 Ağustosu’na kadar yurt dışında çalışmalarını sürdürdü. Anadolu'daki Milli Mücadele hareketine katılmak istediyse de kabul edilmedi. 1920 Eylül'ünde Bakü'de Doğu Ulusları toplantısına katıldı. Batum'da Türkiye Şuraları Partisi'ni kurarak, Türkistan'ı kurtarma hareketini başlattı.

4 Ağustos 1922'de Tacikistan'da, Belcivan yakınlarında "Turan" devleti kurma düşlerinin peşinde Rusların gerçekleştirdiği bir saldırıda vuruşarak 42 yaşında şehit oldu. Çeğen köyüne defnedildi. Naaşı 1996'da Tacikistan'dan getirilerek Şişli'deki Abide-i Hürriyet Tepesi'nde toprağa verildi.

5 Mart 1914'te Padişah I. Abdülmecit'in torunu (Şehzade Süleyman'ın kızı) Naciye Sultan'la evlenerek Osmanlı hanedanına damat olmuştur. Bu evlilikten Türkân Mayatepek (ö.1989) ve Mahpeyker Ürgüp adlı kızları ve Ali Enver Akoğlu (1921-1971) adlı bir oğlu vardır.

Enver Paşa, 1921'de Berlin'de doğan oğlu Ali Enver'i görememişti. Eşi Naciye Sultan ise Osmanlı hanedanına mensup olduğu için Türkiye dışına çıkarıldı. Sultan I. Abdülmecit'in torunu olan Naciye Sultan uzun yıllar sürgünde yaşadı. Enver Paşa'nın babası Hacı Ahmet Paşa, Mondros Mütarekesi'nden sonra İngilizler tarafından tutuklanıp bir süre Malta'da hapsedildi.

Enver Paşa'nın 1. Dünya savaşına girilmesindeki sorumluğu ve rolü ise son dönemlerinde yayımlanan Alman ve Avusturya belgelerinden anlaşıldığına göre daha ziyade Goeben ve Bresleu zırhlılarının boğazlardan geçirilmesi ve Rus limanlarının bombardımanı emrinin verilmesi çevresinde şekillenmektedir. Onun Mütareke sırasındaki faaliyetleri ise özellikle son dönemlerde yayımlanan belgelerin ışığı altında şahsi girişimler olmaktan ziyade İttihat ve Terakki kadrosunun faaliyetleri olarak değerlendirilmelidir. Ancak Enver Paşa'nın maceracılık boyutlarına varan hareketleri konusunda yorumda bulunulurken içinde yaşadığı çağın da bir macera çağı olduğu hesaba katılmalıdır.

Kaynak:Biyografiler.com