Kut ül Amare
Kut ül Amare
Kut'ül Amare savaşı 29 Nisan 1916 tarihinde Osmanlı Ordusunun Irak'ın Kut bölgesinde İngilizlere karşı kazandığı büyük bir zaferidir.
Kut'ül Amare savaşı Türkiye'de 1952 yılına kadar Kut Bayramı adı altında kutlandı. Fakat Türkiye'nin NATO'ya girmesinden sonra Kut'ül Amare savaşı unutturulmaya çalışıldı. İngilizllerin yaptığı büyük baskı sonucu bu büyük zafer ders kitaplarından bile çıkartıldı.
Kut'ül Ammare, Bağdat'ın güneyinde, 6500 civarında kişinin yaşadığı bir kasabaydı… General Charles Townshend komutasındaki İngiliz (Hint) Tümeni Bağdat'a ilerlemeye çalışırken 23 Kasım 1915'te Selman-ı Pak Muharebesi'ni kazanamayarak geri çekildi ve Kut kasabasına sığınmak zorunda kaldı. 8.000 askerden oluşan İngiliz-Hint garnizonu Bağdat'ın 160 kilometre güneyinde Kut kasabasında Osmanlı ordusu tarafından kuşatılır.
Yeni kurulan Osmanlı 6. Ordusu'nun komutanlığına atanan Mareşal Von Der Goltz'un emriyle Irak ve havalisi komutanı Albay(Miralay) Sakallı Nurettin Bey'in kuvvetleri 27 Aralık 1915'te Kut kasabasını kuşattı. Böylece 29 Nisan 1916'ya kadar sürecek Kut Kuşatması başlamış oldu…
İngilizler Kut'u kurtarmak için bir kaç kez General Aylmer ve General Gorringe komutasında hücuma geçtiyse de başaramayarak geri çekildi. 6 Ocak 1916 tarihli Şeyh Saad Muharebesi'nde ölü ve yaralı toplam 4.262 askerini kaybederek geri çekildi. 19 bin kişilik İngiliz Ordusu, 13 Ocak 1916 tarihli Vadi Muharebesi'nde ölü ve yaralı 1.600 kayıp verdirilerek geri püskürtüldü. İşte bu çatışmalardan 16 Ocak 1916'da Şeyh Saad muharebesinde geri çekilme emri veren 9. Kolordu Komutanı Sakallı Nurettin Bey görevinden alındı ve yerine Enver Paşa'nın kendisinden bir yaş küçük amcası Mirliva Halil Kut Paşa getirildi!.. Yani daha sonra paşalığa yükselecek Sakallı Nurettin'in Kut'ül Ammare kuşatmasındaki varlığı yalnızca 19 gün sürmüştü!.. Bu tarihten 3 ay sonra 19 Nisan 1916'da Mareşal Von Goltz Bağdat'taki karargahında tifüsten ölünce yerine Halil Kut Paşa getirildi.
Osmanlı ordusu Vadi'nin yukarısındaki Felahiye'de (Hanna) mevzilendi. Burası Dicle ve Suwaikiya bataklığı arasında daralan kuru zeminde bir geçitti. 21 Ocak tarihinde 20 bin kişilik İngiliz birlikleri Felahiye Muharebesi'ni ölü ve yaralı 2.741 kayıpla kaybetti. Kut garnizonu için felaketi getiren bir kayıptı.
İngilizler kuşatmayı sona erdirmek için Mart başında İngiliz general Fenton Aylmer komutasında yeniden bir taarruz girişiminde bulundu. Ancak 8 Mart 1916 tarihinde Sâbis (Dujaila) mevkiinde Miralay Ali İhsan Bey komutasındaki 13. Kolordu'ya hücum ettiyse de 3.500 asker kaybederek geri çekildi. Sâbis Muharebesi'nde alınan yenilgiden dolayı 12 Mart 1916 tarihinde General Aylmer azledilerek yerine General George Frederick Gorringe getirildi.
Halil Paşa 20-30 bin kişilik bir takviye kuvvetin cepheye katılmasını sağladı. Yeni atanan General Gorringe 5 Nisan tarihinde Felahiye, Beit Asia ve Sannaiyat bölgelerine doğru saldırıya geçti. Her iki tarafın mevcudu yaklaşık 30.000 kişiydi. 22 Nisan tarihine kadar geçen sürede ölü ve yaralı 1.200 kayıp veren İngiliz birlikleri yenilerek çekildiler.
Bu sırada İngilizler tarihteki ilk havadan yiyecek ve mühimmat ikmal harekâtını gerçekleştirdiler. Fakat bunların sık sık Osmanlı siperlerine veya Dicle Nehrine düşmesini önleyemediler.
29 Nisan 1916'da ise General Townshend, diğer 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 er Kut'da yaşanan açlık nedeniyle Osmanlı kuvvetlerine teslim oldu.
Halil Paşa, Kutü'l-Amare zaferinden sonra 6. Ordu'ya yayınladığı mesajda şöyle dedi:
Arslanlar! Bütün Osmanlılara şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut'u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10 bin erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut'ta 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30 bin zayiat vererek geri dönmüşlerdir. Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte Osmanlı sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale'de, ikinci zaferi burada görüyoruz.
İngiliz kuvvetleri 23.000 ölü ve yaralı, Osmanlı kuvvetleri 10.000 ölü ve yaralı vermiş, 13.000 İngiliz ve Hint askeri esir alınmıştır.
İngiliz tarihçisi James Morris, Kut'un kaybını "Britanya (İngiltere) askeri tarihindeki en aşağılık şartlı teslimi" olarak tanımlamıştır. Bu yenilgi İngiliz basınında ve kamuoyunda çok büyük bir infial uyandırdı. Bunun üzerine General Lake ve General Gorringe İngiliz ordusunda görevlerinden alınmış ve yerlerine General Maude getirilmiştir.
Bu çarpışmaların askeri tarih açısından bir başka önemi de bilinen ilk havadan ikmal denemesini İngiliz ordusunun Kut'taki birliklerini ikmal için 26 gün boyunca Dicle'deki Ora Üssü'nden 3 adet Short 184 tipi 225 beygirlik deniz uçakları ile bu kuşatma sırasında gerçekleştirmiş olmalarıdır. Ancak bu çaba yeterli olmamış ve sonucu değiştirmemiştir.
Halil Paşa Kût'ül-Amâre zaferine istinaden Kut soyadını almıştır.
Destek kuvvetlerinin gelmesiyle Kut şehrine ilerleyen General Frederick Maude komutasındaki Britanya kuvvetleri, İkinci Kut Muharebesi sonrasında 23 Şubat 1917 tarihinde Kut şehrini geri aldı.
Kût'ül-Amâre zaferi, sadece Türk ordusu içerisinde bayram olarak kutlanıyordu. 1952 yılında, Türkiye'nin Adnan Menderes iktidarı döneminde NATO'ya üye olmasının ardından bayramın kutlamasına son verildi.