Biyografiler.com : Her yaşam bir iz bırakır. | Türkiye'nin en çok okunan biyografi sitesine hoş geldiniz.
Cevat Çobanlı

Cevat Çobanlı

Doğum Tarihi: 14.Eylül.1870

Ölüm tarihi: 13.Mart.1938

Cevat Çobanlı kaç yaşında öldü : 68

Burcu: Başak

Meslek: Asker

Doğum Yeri: İstanbul

Ölüm Yeri: Kadıköy, İstanbul

Cevat Çobanlı, Çanakkale zaferi’nin unutulmaz kahramanlarının başında yer alır. Bu şanlı zaferin ardından 18 Mart kahramanı ve İstanbul’u kurtaran kişi unvanıyla yâd edildi.

Cevat Çobanlı, 14 Eylül 1870 tarihinde İstanbul’da Sultanahmet’te doğmuştur. Tam adı İsmail Cevat Çobanlı’dır. Aslen Malatya'nın Arapgir ilçesinden olan Cevat Çobanlı’nın babası Müşir Şakir Paşa'dır. Annesi Emine Hanım’dır. Cevat Çobanlı, Galatasaray Lisesi'nden mezun olduktan sonra, 1888 yılında girdiği Harp Okulu'ndan 1891 yılında Üsteğmen rütbesiyle mezun oldu. 1892 yılında girdiği Harp Akademisi'ni 20 Mart 1894 tarihinde birinci olarak bitirdi ve Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu.

Cevat Çobanlı, 1894-1900 yılları arasında "Padişah Yaveri" sıfatıyla Maiyet-i Şer'iye Erkan-ı Harbiyesi'nde görev aldı. Kasım 1894’te “kolağalığına” yükseldi. 1894 büyük İstanbul depreminde depremden zarar gören askeri binaları onarımının yapılması yönünde çaba sarf etti. Askerî binaların onarımında gösterdiği gayret ve başarıdan ötürü kendisine “Gümüş Liyakat Madalyası” verildi.

26 Ağustos 1895 tarihinde Fransa Orleans'ta yapılan Fransız Ordusu Manevralarında bulunmak üzere Paris'e gitti. Haziran 1896’da üçüncü “Mecidi Nişanı” aldı ve Ocak 1897’de de “yarbay” oldu. 1898’de Bulgar Prensinden “Liyakat Nişanı” aldı. Paris'te dört yıl kaldıktan sonra 7 Şubat 1899 tarihinde, Babası Şakir Paşa'nın refakatinde görevle Bulgaristan'a ve sonra aynı yıl Hollanda Lahey'de toplanan Silahların Yasaklanması-Silahsızlanma Konferansı'na gönderildi.

Ocak 1899’da albaylığa, Kasım 1901’de mirlivalığa (tümgeneral) terfi etti. Mayıs 1902’de İspanya ve Alman hükümetlerinden nişanlar aldı. Temmuz 1904’te Hicaz demiryolunun Şam’dan Maan’a ulaşması ile yapılan törene katıldı.

1905 yılında Edirne'nin tahkimi için Tophane-i Amire'de teşkil edilen kurumda görev aldı. Aralık 1906’da “korgeneral” oldu. Mart 1907’de II. Orduya atandı ve Temmuz 1907’de de İstanbul’a döndü. Yeni örgütlenmenin sür'atle uygulanması için dört ay 2. Ordu'da görev yaptı. 1907 yılında Birinci Ferik (korgeneral) rütbesine terfi ettiyse de çok çabuk ilerleyenlerin rütbeleri 1909 yılında Tasfiye-i Rüteb Kanunu gereğince geri alınınca, Kaymakam (yarbay) rütbesine tenzil edildi.

I. Abdülhamit döneminde hak etmedikleri makam ve rütbelere getirilmiş olan kişilerin rütbelerinin indirilmesi amacıyla İttihat ve Terakki yönetimi tarafından 5 Ağustos 1909 tarihinde kabul edilen tasfiye-i rüteb-i askeriye kanunu yürürlüğe girmiş, rütbe terfi ve atamalar belli kurallara bağlanmıştı. Kanun ile Cevat Paşa’nın rütbesi geri alınarak 19 Ağustos 1909’da rütbesi yarbaylığa (kaymakam) düşürülmüştür.

28 Ağustos 1909’da Harp Akademisi Komutanlığına atanan Cevat Çobanlı, 28 Ağustos 1909 – 9 Ocak 1911 tarihleri arasında Harp Akademisi Komutanı olarak görev yaptı. Bu görevi esnasında yeniden terfi alarak 29 Eylül 1910’da tekrar miralaylığa yükseldi. Görevi gereği Temmuz 1910'da Alman Ordusu'nın geçit resminde bulunmak üzere Almanya'ya gitti. Askeri yeteneği sayesinde devlet idaresi ve ordu yönetiminde hızla yükseldi. Ocak 1911 ve 1912'de 1. Ordu Kurmay Başkanı oldu. Bu sıfatla Mayıs 1911'de İngiltere Kralı'nın taç giyme töreninde padişah adına bulunan Veliahd Şehzade Müşir Yusuf İzzeddin Efendi'nin maiyetinde Londra'ya gitti.

Londra'dan döndükten sonra dönünce Balkan Savaşları'nda Eylül 1912-1913 tarihleri arasında Şark Ordusu Kurmay Başkanı, Çatalca Ordusu Topçu Komutanlığı Kurmay Başkanı olarak görev yaptı. Savaş sonrası Şubat 1913-1914 tarihleri arasında 9. Tümen Komutanı ve iki defa Osmanlı-Bulgar Sınır Komisyonu Başkanlığı görevinde bulundu. Kasım 1914’te yeniden mirlivalığa yükseldi. Şubat 1913’te Doğu Trakya savaşlarındaki hizmetlerinin ödülü olarak bir yıl kıdem aldı.

Şubat 1914’te Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı iken kendisine “Gümüş Muharebe İmtiyaz Madalyası” verildi. 1915’te “Altın Muharebe Madalyası” ve Almanların birinci ve ikinci sınıf “Demir Salip Nişanları”na layık görüldü.

9 Ekim 1915 tarihinde 14. Kolordu Komutanı, Kasım 1916 yılında 15. Kolordu Komutanı olarak Galiçya Cephesi'nde görev yaptı. 19 Ağustos 1917 tarihinde tekrar 14. Kolordu Komutanı, 8 Kasım 1917 tarihinde 8. Kolordu Komutanı, 24 Kasım 1917 tarihinde de 2. Ordu Komutan Vekili olarak atandı. Kasım 1916’da Alman İmparatoru tarafından “Kırmızı Kartal” ve “Eglruj  (Ağl Ruj)” nişanları ile ödüllendirildi.

Bu nişanların verilmesinde Cevat Paşa’nın görev aldığı komutanlığındaki başarılı hizmetleri etkili olmuştu. Alman İmparatoru Kaiser Wilhelm-II, Türk birliğinin kahramanlığını ve zaferlerini överken, yararlılık gösteren komutanlara da nişan takdim etmişti. Çanakkale Deniz Savaşlarında özellikle Boğaz savunmasında Cevat Paşa, askeri stratejisi ve planlaması ile üstün bir mücadele örneği gösterdi. Bu başarı onun “18 Mart Kahramanı ve İstanbul’u kurtaran birinci kişi unvanı” ile anılmasına vesile oldu.

18 Mart 1915; Çanakkale Boğazı’nı geçmeye teşebbüs eden Amiral J. De Robeck komutasındaki İngiliz ve Fransız donanmalarının, ağır zayiat vererek başarısız kaldığı bir tarih olmuştur. Nusret Mayın Gemisi’nin döşediği mayınlar düşman donanmasına ağır kayıplar verdirmişti. Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa, büyük deniz harekâtını plânlanırken, Nusret Mayın Gemisi’ne karanlık liman bölgesini mayın döktürttü. Nusret Mayın Gemisi’yle uyguladığı askeri strateji, Çanakkale Savaşı’nın dönüm noktası olmuştu. 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa (Korgeneral Mehmet Esat Bülkat), “Düşman donanmasına Çanakkale Boğazı’na yaklaşmak ve Boğaz’ı zorlayıp İstanbul’a gelmek fırsatını vermeyenlerin birincisi Cevat Paşa ikincisi ben, kesin sonucu sağlayanı da Anafartalar Komutanı Mustafa Kemal Paşa’dır” diyerek, bu önemli zafere tarihi bir not düşmüştür.

Cevat Çobanlı, 2 Aralık 1917 tarihinde Yıldırım Ordular Grubu komutası altındaki 8. Ordu Komutanlığı görevine atanarak Filistin Cephesi'ne gönderildi. Burada Yıldırım Ordular Grubu komutanı Müşir Otto Liman von Sanders, 7. Ordu komutanı Mirliva Mustafa Kemal Paşa ve 4. Ordu komutanı Mirliva Mersinli Cemal Paşa ile birlikte görev yaptı.

Ordusuyla Şeria nehrinin batısında, sahil kesiminde konuşlandırıldı. 29 Eylül 1918'de başlayan genel düşman taarruzunda ilk darbeyi yiyen ordusu kendisinden on misli güçlü olan İngiliz Orduları karşısında kendi cephe hattını tutamadı ve cepheyi yaran düşman süvarisi ikmal hatlarına kadar ilerleyerek ordunun geriyle bağlantısını kesti. Yıldırım Orduları ardı ardına çekilmeye başlarken Cevat Paşa ve kurmay heyetinin amacı Şeria nehri istikametindeki Bisan'a doğru, doğu yönünde çekilmek oldu. Ordusuna bağlı unsurların tamamı imha yahut tutsak edilen Cevat Paşa yanındakilerle birlikte kendini Şeria Nehri'nin doğusuna atabildi. Kısa süre sonra cephede görevi kalmadığı gerekçesiyle Otto Liman von Sanders tarafından İstanbul'a yollandı.

3 Kasım 1918 tarihinde Umumî Karargâh Reisi olarak atanan Cevat Çobanlı, 19 Aralık 1918 - 13 Ocak 1919 tarihleri arasında Harbiye Nazırı olarak görev yaptı.

Cevat Çobanlı, Mondros Mütarekesi 30 Ekim 1918 tarihinde imzalandığı sırada Genelkurmay Başkanlığı görevini Mustafa Fevzi Çakmak Paşa'nın vekili olarak yürütüyordu. Mustafa Fevzi Çakmak Paşa, İngiliz Ordusu'nun İstanbul'u işgal edeceği belli olunca, onları karşılamamak için 20 gün hastalık izni almıştı. Daha sonra Yunanların İzmir'e çıkmalarından hemen önce 14 Mayıs 1919 tarihinde Mustafa Fevzi Çakmak Paşa görevden alındı. Aynı gün Mustafa Fevzi Çakmak Paşa'nın yerine Erkân-ı Harbiye-i Umumîye Reisi olarak atandı. Bu görevini 2 Aralık 1919 tarihine kadar sürdürdü.

Cevat Çobanlı, 14 Mayıs 1919 tarihinde ikinci defa atandığı Genelkurmay Başkanlığı görevindeyken, Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu Müfettişi olarak Samsun’a gönderilmesiyle ilgili yapılan işlemlerin tamamlanmasında rol oynamıştır.

16 Mart 1920 tarihinde İstanbul'u işgal eden İngiliz kuvvetleri tarafından tutuklanan Cevat Çobanlı, Bekirağa Bölüğü'nde bir hafta alıkonulduktan sonra 22 Mart 1920 tarihinde bir savaş gemisiyle Malta'ya nakledildi.

23 Ekim 1921 tarihinde TBMM ve İngiltere Hükûmeti arasında imzalanan takas anlaşması ile Cevat Çobanlı, Malta’dan 15 Ocak 1922 tarihinde Türkiye'ye geri dönerek Ankara'ya geldi. 9 Şubat 1922 tarihinde karargâhı Diyarbakır'da olan El-Cezire Bölgesi Komutanlığı görevine atandı. 21 Ekim 1922 tarihinde yeniden oluşturulan 3. Ordu Müfettişi oldu. 31 Ekim 1922 tarihinde TBMM’nin II. Dönem seçimlerine katıldı ve Elazığ’dan milletvekili seçildi. Seçim mazbatası 12 Ağustos 1923’te onaylandı. Ordu komutanı olduğu sürece izinli sayılması Genel Kurul toplantısında kabul edildi.

17 Kasım 1924 tarihinde ya meclis, ya da askeriyedeki görevini seçmesi istenmesi üzerine 25 Aralık 1924 tarihinde mebusluktan istifa etti ve aynı gün Askeri Şura Üyeliği'ne atandı.

Cevat Paşa çok iyi derecede Fransızca ve Almanca biliyordu. Bu nedenle çeşitli dış görevlere gönderilmiş ve komisyonlara katılmıştır. 7 Ocak 1925’de Mısır Sorunu ve Irak Sınırı Sorunu sırasında Milletler Cemiyetine Mümessil olarak gönderildi. 28 Kasım 1925’de Türk-Irak hudut meselesinin Milletler Cemiyeti’nde görüşülmesinde “askerî müşavir” olarak bulunmuştur. 28 Nisan 1926’da İstanbul geçici Generaller Askeri Mahkemesi Başkanlığı yapmış, 30 Ağustos 1926’da “orgeneral” olmuştur.

16 Kasım 1928-12 Ocak 1932 tarihleri arasında Cenevre Silahları Sınırlandırma Konferansı'na delege olarak gönderildi. 2 Eylül 1934’de ek görev olarak son Tetkik Mercii Encümeni Başkanlığı yapmıştır. 14 Eylül 1935 tarihinde Orgeneral rütbesinde Askeri Şûra Üyesi olarak görev yaparken yaş haddinden emekli oldu.

Hadiye Hanım ile evli olan Cevat Paşa’nın, Hasan Feridun ve Ayşe Faika adlarında iki çocuğu olmuştur.

Hayatının geri kalanını İstanbul, Kadıköy'deki evine yaşayan Cevat Çobanlı, 13 Mart 1938 tarihinde Kadıköy, İstanbul’da 68 yaşında beyin kanaması nedeni ile ölmüştür.

Kaynak:Biyografiler.com