Biyografiler.com : Her yaşam bir iz bırakır. | Türkiye'nin en çok okunan biyografi sitesine hoş geldiniz.
Gertrude Bell

Gertrude Bell

Doğum Tarihi: 14.Temmuz.1868

Ölüm tarihi: 12.Temmuz.1926

Gertrude Bell kaç yaşında öldü : 58

Burcu: Yengeç

Meslek: Yazar

Doğum Yeri: Durham County, İngiltere

Ölüm Yeri: Bağdat, Irak

Irak’ın hudutlarını masa başında cetvelle Gertrude Bell çizdi.

Gertrude Bell, 14 Temmuz 1868 tarihinde İngiltere'nin Durham County kentinde Sir Thomas Hugh Bell ve Mary Shield Bell kızı olarak doğmuştur. Tam adı Gertrude Margaret Lowthian Bell’dir. 3 yaşında iken annesi öldü. Birkaç yıl sonra babası seçkin bir aileden gelen ve oyun yazarı Florence Oliffe ile evlendi. İlk ve orta öğrenimini Londra'daki çeşitli okullarda tamamlayan Bell, Tarih okumak için Oxford Üniversitesi'ne gitmeye karar verdi. Gertrude Bell, burada tarih, coğrafya ve arkeoloji okudu. Başarılı bir eğitim dönemi geçirerek okuldan birincilikle mezun olmayı başaran ilk kadın oldu. Oxford Üniversitesi, Lady Margaret Hall, Queen's College, London okullarında okudu.

Gertrude Bell, önce 1892 yılında önce İran’da büyükelçi olan amcasının yanına gitti, daha sonra 1897 - 1898 ve 1902 - 1903 yılları arasında olmak üzere iki kere dünya turuna çıktı. Bir heyetle birlikte İran’a gitti.

1902 yılında İsviçre’de Alplerin en yüksek noktasına tırmandı. 1902’de Alplerde ekip olarak fırtınaya yakalandılar. Bellerindeki halatla birbirine bağlı üç kişi tam 53 saat boyunca bir yamaçta sallandılar. Ama öyle dirayetliydi ki, verdiği moralle sadece o değil, tüm ekip sağ kurtulmayı başardı. Bugün o tepenin adı Gertrude tepesidir.

1899 yılında Arapçasını ilerletmesi için Kudüs’e gönderildi. Kudüs'e yaptığı ziyaretten sonra Araplara karşı büyük bir sevgi ve ilgi duymaya başladı. Arap çöllerinde seyahatler yaptı ve batılılara çöl hayatını anlatan yazılar yazdı. Araplar ona "Çölün Kızı" ve "Irak'ın Taçsız Kraliçesi" isimlerin verdiler. Bu çevrede Arap arkeolojik mekânlarının haritalarını çizerek bunları bastırdı. Bu yayınıyla dikkate şâyan bir arkeolog kabul edildi. 25 yaşına girdiğinde ana dili İngilizceden başka Arapça, Türkçe, Farsça, Fransızca, Almanca, İtalyanca, Çince ve Japonca biliyordu. Bu arada Orta Doğu’yu esaslı şekilde dolaşmıştı. Ayrıca İran’ın milli şairi Şirazlı Hafız’ın Divan’ını da İngilizce’ye çevirip yayınlamıştır.

1907 yılının Mart'ında arkadaşı arkeolog William Ramsay ile birlikte Anadolu'ya geldi ve Anadolu’daki kiliselerle ilgili bir araştırma yaptığı sırada Konya’ya da geldi. Ve o sırada hayatının aşkıyla tanıştı. İngiltere’nin Konya Askeri Konsülü Binbaşı Dick Doghty-Willie... Binbaşı evliydi. Gizli kapaklı buluşmalar ve mektuplarla sürdü bu aşk. İngiliz Binbaşı daha sonra 1915’te Çanakkale Savaşı'nda vatanını müdafaa eden bir Türk askeri tarafından vurulmuştur. İşte iddia o ki Bell o tarihten sonra Türkler’den nefret etmeye başladı.

Bir süre sonra İngiltere'ye döndü. Daha sonra Ocak 1909 yılında Mezopotamya'ya bir gezi düzenleyen Bell, bu sırada Geç Hitit dönemine ait olan Karkamış'ta önemli keşif ve incelemelerde bulundu ve bu bölgede kısa süreli kazılar yaptı. Sonra Irak'taki ünlü antik şehir olan Babil'e gitti.

Gertrude Bell, Orta Doğu'da İngilizlerin şimdi bile aktif oldukları Orta Doğu politikasının kurucusu ve planlayıcılarından biridir.

Gertrude Bell, diğer birçok meslektaşı arkeolog gibi “Majesteleri”nin gizli istihbarat teşkilatına mensuptu. Ancak, sıfat arkeologdu. Bugün “Orta-Doğu” denen Osmanlının Asya toprakları, İngiliz ve diğer devletler ajanlarının adım adım dolaşıp üzerinde çalıştıkları yerler hâline gelmişti. “Arkeolog” Gertrude M.L.Bell, bugün de gündemde olan mekânlardan Cerablus’ta hem kazılar yapıyor ve hem de insanların ve muhitin fotoğraflarını çekiyordu. İnandığı görüşe sadakatle bağlı olan bu kadın, 1902’den itibaren Anadolu’ya girmeye başladı. Bugünkü Türkiye topraklarına defalarca geldi. Kazılar yaptı veya yapılanlara iştirak etti.

I. Dünya Savaşı patlak verdiğinde Gertrude Bell, arkeologluğu bir kenara bırakmıştı. O şimdi yalnızca casustu. Birinci Dünya Savaşı’nda görev almak isteyince Kahire’de görevlendirildi. Londra, kendisini Kahire’de faaliyet gösteren “Arap Bürosu”na tayin etti. Bu büronun vazifesi, Arapları, Osmanlı idaresine karşı kışkırtmak, isyanın çapını genişletmek ve Türklerle aralarını bozmaktı. 1911’den beri Leonard Wooley’in maiyetinde arkeoloji asistanı diye çalışan Lawrence de artık Arap Bürosu’nda Gertrude Bell’in emri altındaydı. Gertrude, Lawrence’in “Arabistanlı Lawrence” olması için elinden geleni yaptı..

Bell kendisine öyle resmi bir görev verilmemiş olsa da Ortadoğu’da Osmanlı’ya karşı İngiliz saflarında çalışabilecek Arap kabileleri tek tek raporladı. O rapor uzun yıllarca askeri eylemlerde kullanıldı. 1918’de Osmanlı, İngilizlerle çarpıştığı sırada, hemen her bölgede Araplar’ın ihanetiyle karşılaştı. İngilizler bu sayede Şam ve Halep’i ele geçirdi. Musul’a girmek üzerelerken Osmanlı teslim oldu ve 1918’de Mondros Mütarekesi imzalandı. Tesadüf o ki, birkaç ay sonra İngiltere Bell’e “Üstün Başarı Nişanı” verecekti.

Gertrude Bell, 1918’de harp biterken Kahire’den alınarak Bağdat, Basra ve havalisine siyâsî memur olarak tayin edildi. 1919 Paris Sulh Konferansına delege olarak katıldı. Takvimler, 1920’yi gösterdiğinde Irak, bütünüyle İngiliz işgali altına girmiş, Winston Churchill’in desteğini almış olan Gertrude Bell, İngiltere’nin “Orta-Şark Sekreteri” olmuştu. Bu sıfatla 1921’de Kahire’de bir Orta-Şark Konferansı tertipledi. Irak’ın hudutlarını masa başında cetvelle Gertrude Bell çizdi.

Hudutlar belli olmuştu. Şimdi sırada Bağdat’ta oturacak bir devlet reisindeydi. Gertrude, majesteleri adına Irak’ın başına Şerif Hüseyin’in oğlu I. Faysal’ı “kral” unvanıyla oturttu. Faysal, daha evvel Suriye’de tahta çıkartılmış fakat Fransızlar O’nu devirmişlerdi. İlginç olan bir İslâm cemiyetine hükümdar tayin edilen birine “kral” unvanı verilmesiydi. 1920’den evvel İslam devlet anânesinde böyle bir unvan yokken bundan böyle bir hayli ısmarlama Arap devletinde bu unvanı taşıyan üst akla bağlı “kral”lar peydah olacaktı. Şimdi, Osmanlı Devleti’nden koparılmış Irak, İngiltere’nin güdümünde sözüm ona müstakil bir devlet olmuştu. Şöhreti yaygınlaşan kadın casusa ise “Çölün kızı” ve “Irak’ın tâçsız kraliçesi” deniyordu. Hâlbuki hükmeden tâç ondaydı.

Böylece siyâsi vazifesini ikmâl etmişti. Tekrar arkeologluğa döndü. Irak Eski Eserler Umum Müdürü oldu. 2003 İşgalinde Amerikalıların talan edeceği Bağdat Müzesini 4 yıl uğraşarak 1926 yılında kurdu. O günün zorun zoru ulaşım şartlarında Orta Doğu ve Afrika arasında mekik dokuyan, “kral” bile tayin edebilen dâvâsına inanmış bu hırslı kadınının sevgilisi Çanakkale’de Mehmetçiğin kurşununa yakalandı. Evlenmedi.

Gertrude Bell, 12 Temmuz 1926 tarihinde Bağdat, Irak'da 58 yaşında iken yüksek dozda uyku ilacı alarak yaşamına son verdi. Bağdat’ta İngiliz mezarlığına defnedildi. Servetini Arkeoloji Merkezi kurulması için bağışladı. Çektiği binlerce fotoğrafla elindeki binlerce vesikayı ise İngiltere’deki Newcastle Üniversitesine hibe etti.

2015 yılında Gertrude Bell'in hayatının anlatıldığı ve yönetmenliğini Werner Herzog’ın yaptığı “Çöl Kraliçesi / Queen of the Desert” adlı filmde Nicole Kidman, Robert Pattinson, James Franco, Damian Lewis, Mark Lewis Jones rol almışlardır.

Kaynak:Biyografiler.com