Mavera dergisi
Mavera dergisi
Aylık Edebiyat Dergisi
1976’dan 1990’a kadar aylık edebiyat dergisi olarak yayımlanan Mavera dergisi toplamda 164 sayı çıkmıştır.
Mavera dergisi, 1976 yılında, önceden tanışıklıkları bulunan bir grup arkadaş tarafından Ankara’da kurulmuştur. O dönemde Ankara’da memuriyetlerini sürdüren bu arkadaş grubu Rasim Özdenören, Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Akif İnan, Nazif Gürdoğan, Bahri Zengin ve Hasan Seyithanoğlu’ndan oluşmaktadır.
Daha sonrasında Cahit Zarifoğlu’nun Yedi Güzel Adam şiir kitabından hareketle bu isimler “Yedi Güzel Adam” olarak adlandırılmıştır. Zarifoğlu’nun bu kitaptaki şiirleri Mavera için yazılmış şiirlerdir.
1976’dan 1990’a kadar aylık edebiyat dergisi olarak yayımlanan Mavera, toplamda 164 sayı çıkmıştır. Önceki dönemlerde çıkan Büyük Doğu, Diriliş Dergisi, adlı edebiyat dergilerinin tek kişi üzerine odaklanmaları ve kesintili olarak yayın yapabilmelerinden ötürü süreklilik sağlayacak bir edebiyat dergisi kurmak istemişlerdir. Fikrî hazırlık safhası uzun süren Mavera’nın kurucuları, Mavera’nın çıkmadan önce diğer önemli dergilerde yazarak kendilerini kabul ettirmiş isimlerdir. Salt edebi bir amaçla yola çıkılmamıştır; gayelerini ilk sayılarında “MAVERA bir yaşam biçimi halinde öz uygarlığımızı yeniden yürürlüğe koyma davasını güdenlerin, edebiyat alanındaki bir buluşma yeridir.” olarak açıklamışlardır. İslam kültür ve medeniyetinin kodlarına bağlı kalarak Türk edebiyatında Anadolu'nun gerçek kimliğini ve şahsiyetini temsil etmeye çalışmışlardır.
Dergi Hakkında Notlar:
Çoğunlukla 'Yedi Güzel Adam' diye tanınan şairlerin çevresinde toplandığı bir edebiyat ortamı olarak yayım hayatını sürdürmüş olan dergi, okuyuculardan gelen mektuplar, Amerika, Orta Doğu ve özellikle Afrika'dan gelen araştırmacı gençlerle yazışarak, onların mektuplarını dergide yayımlamaları ve şair Cahit Zarifoğlu'nun Okuyucular isimli bölümde genç yazarlara ihtimam göstermesiyle dikkat çekiyor.
Mavera’nın Büyük Doğu ve Diriliş Dergisi adlı edebiyat dergilerinin bir takipçisi olduğu hakikati o dönemlerde yeterince vurgulanmamış olsa da kurucuları arasında sayılan isimlerin neredeyse tamamı Necip Fazıl Kısakürek'in Büyük Doğu’sunda ve Sezai Karakoç’un Diriliş Dergisi’nde yetişmişlerdir. Nazif Gürdoğan bu konuda şöyle der: “Mavera’nın temelleri Büyük Doğu ve Diriliş Dergisi adlı edebiyat dergilerinde atıldı. Sezai Karakoç, Necip Fazıl Kısakürek ve Nuri Pakdil, kendilerinden hiçbir zaman mezun olunmayan birer üniversite olmuşlardır. Mavera etkisi bu üç çizgiyi takip etti.”
Cahit Zarifoğlu ise kendisi ve arkadaşlarının yetişmesinde Sezai Karakoç’un ne ölçüde katkı sağladığını şu sözlerleler aktarır: “Sezai Ağabey’in sohbetlerinden ve yazdıklarından çok şeyler öğrendik. Her anlamda bizim hocamızdı. Yetişmemizde çok büyük faydası oldu.” Kısacası, Necip Fazıl Kısakürek, Nuri Pakdil ve çoğunlukla Sezai Karakoç, onlar için iyi bir yol gösterici olmuşlardır. Dünya görüşlerinin şekillenmesi ve medeniyet anlayışlılarının olgunlaşması, Karakoç vasıtasıyla mümkün olmuştur. Üstelik Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören ve Adil Erdem Bayazıt’ın edebî ürünleri hakkındaki ilk eleştiri yazıları Diriliş dergisinde çıkmıştır.
Dergi, 1976 yılının Aralık ayında ilk sayısını yayımlayarak edebiyat dünyasındaki yerini alır. Mavera’nın ocak ayında değil de aralıkta yayın hayatına atılmasının nedeni, Edebiyat dergisinin şubat ayında çıkarılmasıyla aynıdır. Yani, Mavera da tıpkı Edebiyat dergisi gibi yazarlarının, peygamber efendimiz Hz Muhammed’in gayrimüslimlere benzememe konusundaki hassasiyeti gereği Hıristiyanların yılbaşına denk gelen bir ayda dergiyi çıkartmayı uygun görmemeleridir.
Derginin dağıtım, pazarlama, muhasebe ve abone işlemlerini Cahit Zarifoğlu üstlenmiştir. Yazıların tashihi, derlenmesi, sıralanması, matbaaya verilmesi ise Rasim Özdenören’e kalmıştır. Derginin 52 sayfadan oluşan ilk sayının son sayfalarında “Çeşitlemeler” üst başlığı altında “MAVERA” başlıklı küçük bir yazı yer almıştır. Cahit Zarifoğlu imzalı bu yazıda yeni yayımlanan her derginin niçin çıktığını izah eden bir başyazıya yer verildiği hatırlatılmış. Ama Mavera’nın ilk sayısında bu izah yazısı yoktur.
Zarifoğlu bu durumu şöyle aktarmıştır derginin ilk sayısında: “ne kadar yok olsak da yine de varız…” 17. sayıdan itibaren ise Cahit Zarifoğlu bu kısımda (Çeşitlemeler) açtığı “Okuyucularla” sayfalarında, gelen mektupları değerlendirmiş, kendine has üslûbuyla bu sayfaları derginin merakla okunan bir bölümü haline getirmiştir. İlk yıllarda hemen hemen bütünü sanat ve edebiyata ayrılan dergide zamanla aktüel ve politik konular da yer tutmaya başlamış, İslâm dünyasında olup bitenlere geniş yer ayrılmıştır. Böylece kalabalık bir okuyucu kitlesine hitap etmeye başlayan derginin tirajı kısa süre içinde 10 bine yükselmiştir.
Rasim Özdenören’in, Mavera’nın çıkış hazırlıkları sürerken dost, tanıdık ve ilgililere yolladığı bir mektupta, derginin çıkış amacını şu sözlerle ifade etmiştir: “MAVERA. Yani öte, yani bir şeyin ötesinde bulunan, Frenkçe deyimiyle transandant. Bu kelimenin türevi olan MAVERAÎ ise, öteye mensup, öteki âlemle ilgili, deneyüstü, fizik ötesi gibi anlamlara gelir. Bu kelime, ayrıca, bilginin deneysel olmayıp sezgisel olduğunu ifade eden bir görüşü de kapsamına alır. Dolayısıyla felsefî anlamda, bütün insan bilgilerinin kaynağının Allah olduğu görüşüne işaret eder. Bütün bu anlamlarıyla MAVERA, edebiyat anlayışımızı oldukça geniş boyutlar içinde özetleyen bir kelimedir.”
Mavera dergisinin sürekli yazar kadrosu şu şekildedir: Alaeddin Özdenören, Alim Kahraman, Ali Haydar Haksal, Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Ersin Nazif Gürdoğan, İsmail Kıllıoğlu, Mehmet Akif İnan, Mehmet Atilla Maraş, Mustafa Özçelik ve Rasim Özdenören. Bu yazar ve şairlerin dışında Mavera’da sıkça rastlanan başka yazarlar da mevcuttur. Atasoy Müftüoğlu denemeleriyle; Hüseyin K. Ece, Kadir Tanır, Osman Sarı hikâyeleriyle; İsmet Özel, Şakir Kurtulmuş, Mehmet Ocaktan, A. Vahap Aktaş, Avni Doğan, İbrahim Sadri şiirleriyle; Mehmet Çağlar mektuplarıyla; Mehmet Kahraman incelemeleriyle; Cemil Çiftçi gezi notlarıyla; Meral Maruf Afganistan hakkındaki hatıralarıyla; Hasan Aycın karikatürleriyle; Necmettin Türinay, Ömer Lekesiz, Mustafa Miyasoğlu, Seyfettin Ünlü ve A. Ekmel Akkor çeşitli türlerde kaleme aldıkları yazılarıyla ve Özkul Eren ise hazırladığı kapak desenleriyle Mavera’da yer alıp, dergiye destek vermişlerdir.
Dergiler, bilindiği üzere zaman zaman önemli gördükleri konular hakkında özel sayılar çıkarmaktadır. Mavera da altı özel sayı hazırlamıştır. Bunlar:
Hikâye Özel Sayısı: Mavera’nın 1980 Eylül ayında yayımlanmış olan 46. sayısıdır. Yayımlanma sebebi, 1960’lı yıllardan sonra yazmaya başlayan hikâyecilerin, en azından bir kısmı derli toplu bir şekilde okuyucuya sunmak amacıyla çıkarıldığı belirtilmiştir.
Afganistan Özel Sayısı: Mavera’nın, 1982 Ocak ayında yayımlanan 62. sayısıdır. 200 sayfadan oluşan özel sayının, yoğun talep üzerine ikinci baskısı da yapılmıştır. Konu olarak, 27 Aralık 1979’da “Fırtına 333” harekâtı ile Sovyet birliklerinin Afganistan’a girmesiyle başlayan savaş ele alınmıştır. Afganistan’ın durumunu yakından müşâhede etmek isteyen Mavera ekibi, yedi kişilik bir grup Afganistan’a gitmiştir. Bu ekip, Afganistan’da çeşitli kampları gezmiş ve Afgan liderlerle görüşmelerde bulunmuştur. Bu yolculuk sırasında çekilen fotoğraflar, özel sayıda kullanılmıştır. Böylece Mavera’da ilk kez fotoğraf basımı gerçeklemiştir.
Necip Fazıl’a Rahmet Özel Sayısı: Bu sayı, 1983’te 80-81-82 sayılarının birleştirilmesiyle 288 sayfa olarak yayımlanmıştır. Kapakta Necip Fazıl’ın portre şeklinde bir fotoğraf, arka kapakta ise onun cenazesinde çekilmiş olan, tabutu omuzlarında taşıyan kalabalığın fotoğrafı yer almıştır.
Cahit Zarifoğlu Özel Sayısı: 7 Haziran 1987’de Hakk’ın rahmetine kavuşan Zarifoğlu için 1987 Eylül ayında özel sayı (129. sayı) çıkarılmıştır. Bunlar dışında da Fethi Gemuhluoğlu (12. sayı, Kasım 1977) ve Tasavvuf (92-95. sayılar) özel sayılar çıkarılmıştır.