Biyografiler.com : Her yaşam bir iz bırakır. | Türkiye'nin en çok okunan biyografi sitesine hoş geldiniz.
Sezai Karakoç

Sezai Karakoç

Doğum Tarihi: 22.Ocak.1933

Ölüm tarihi: 16.Kasım.2021

Sezai Karakoç kaç yaşında öldü : 88

Burcu: Kova

Meslek: Şair, Yazar, Siyasetçi

Doğum Yeri: Ergani, Diyarbakır

Ölüm Yeri: İstanbul

Şair Sezai Karakoç, aynı zamanda 2007 yılında kurulmuş olan Yüce Diriliş Partisi'nin kurucusu ve başkanıdır.

Sezai Karakoç, 22 Ocak 1933 tarihinde Diyarbakır ilinin ilçesi Ergani’de doğduğu gözükmekle beraber gerçekte doğum gününün mayıs içinde olduğu belirtilmektedir. Emine Hanım ve Yasin Bey’in oğlu olarak dünyaya geldiğinde ailesi, ona “Muhammed Sezai” adını verdi. Ancak bu isim Nüfus Müdürlüğünde yaşanan bir yanlışlık sonrasında “Ahmet Sezai” olarak kaydedildi. Çocukluğu Ergani, Maden ve Dicle ilçelerinde geçti. 1938’de Ergani’de, 3 aylık ilkokul öncesi ihtiyat sınıfı ile eğitim hayatına başladı. İlkokulu 1944 yılında Ergani'de bitirdi. Daha sonra Maraş Ortaokulu'na parasız yatılı olarak okudu ve 1947 yılında burayı bitirerek Gaziantep'te yine parasız yatılı lise öğrenimine devam ederek. Gaziantep Lisesi'nden 1950 yılında mezun oldu. Ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazanarak başladığı yüksek öğrenimini 1955 yılında fakültenin mali şubesinden mezun oldu.

Sezai Karakoç, şiirler yazmaya genç yaşta başlamıştı. Ardından şiirle ilgili görüşlerini yazmaya başladığında şiir anlayışını da yazdı. Hatta bu konudaki düşüncelerini içeren 3 kitaba, “Edebiyat Yazıları” adını verdi.

Üniversiteden mezun olduktan sonra mecburi hizmeti için Maliye Bakanlığı’nda Hazine Genel Müdürlüğü dış tediyeler muvazenesi bölümüne atandı. Daha sonra maliye müfettişliği sınavını kazanarak, 11 Ocak 1956 tarihinde müfettiş yardımcılığı görevine başladı. 1959 yılında İstanbul'da gelirler kontrolörü görevine getirildi. Bir ara Ankara'ya çağrılıp Yeğenbey Vergi Dairesi'nde görevlendirilirse de kısa bir müddet sonra yine İstanbul'daki görevine döndü.

1960 - 1961 yıllarında yedek subay olarak Ankara ve Ağrı’da yaptığı askerlik görevinden sonra İstanbul’daki görevine kaldığı yerden devam etti. 1965'ten 1973'e kadar birçok kez istifa etti. 1973’ten bu yana da hiçbir resmi görev almadı.

Sezai Karakoç, lise yıllarında 16 yaşında iken Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğu’yu takip ettiği zamanlardı. Bir gün, cesaret edip Necip Fazıl Kısakürek’e bir mektup yazdı ve içine Mehmet Levendoğlu imzasıyla yazdığı “Sabır” adlı şiirini de ekledi. Dergiye gelen 300 şiir arasından Sezai’nin “Sabır” şiiri seçildi ve dergide yayımlandı.

Sezai Karakoç’u dostu Cemal Süreya, ona, yarattığı mistik şiir tarzından ötürü “Sezo” diyordu ve onu,“Mehmet Akif Ersoy ve Necip Fazıl Kısakürek karışımı şair” olarak tanımlıyordu. Düşüncesi, yaşam tarzı ve şiirleri ile Türk şiirinin yaşayan efsanesi oldu.

Sezai Karakoç, özellikle Monna Rosa adlı şiiri ile birlikte anılmaktadır. Sezai Karakoç üniversitedeyken bir okul arkadaşına sevdalanır, bu kişinin Adı Muazzez Akkaya’dır. Bir gün cesaretini toplayıp aşkını Muazzez Hanım´a arz eder. Fakat reddedilince çok üzülür. Okullar tatil olur ve Muazzez Hanım Geyve´de yazlıkta kalmaya başlar. Sezai Karakoç' ta tam karşısındaki yazlığın bahçesinde bahçıvan olarak çalışmaya başlar. Her gün karşılıksız sevgi duyduğu sevgilisini seyreder. Ona şiirler yazar. “Mona Roza” şiiri Muazzez Akkaya’nın isminin baş harflerinden ortaya çıkar. Yani akrostiştir.

Sezai Karakoç, İstanbul'da 1960 yılı Nisan ayında Diriliş Dergisi/Gazetesini çıkarmaya başladı ve 1974 yılında da “Diriliş Yayınları” Yayınevini kurmuştur. Sezai Karakoç, 1961 – 1964 yılları arasında Pazar Postası, Yeni İstiklal dergilerinde; 1964 – 1967 yılları arasında Necip Fazıl Kısakürek’in Büyük Doğu Dergisi’nde, şiir, eleştiri ve denemelerini yayımladı.

Sezai Karakoç, 1990 yılında "güller açan gül ağacı" amblemiyle Diriliş Partisi'ni kurdu. Yedi yıl partinin genel başkanlığını yürüttü. Ancak bu parti 19 Mart 1997'de üst üste iki defa genel seçime girmediği için kapatıldı. Bu partinin devamı niteliğinde 2007 yılında Yüce Diriliş Partisi'ni kurdu ve halen partinin genel başkanlık görevini yürütmektedir. 2007 yılının nisan ayından beri her cumartesi akşamı, Yüce Diriliş Partisi İstanbul İl Başkanlığı'nda değerlendirme konuşmaları yapmaktadır. Bu konuşmalar partinin internet sitesinden canlı olarak yayınlanmaktadır.

1968’de, MTTB Milli Hizmet Madalyası; 1970’de, Sürgün Macar Yazarlar Gümüş Madalya Ödülü; 1982’de, Yazarlar Birliği Hikaye Ödülü; 1988’de Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü; 1991’de de Dünya Kültür ve Sanat Akademisi Ödülleri’ni layık görüldü. Ancak Sezai Karakoç, bu ödüllerin hiçbirini kabul etmedi. 2006’da, Sezai Karakoç, Kültür Bakanlığı Özel Ödülü’ne layık görüldü. Bakanlığa, ödülün para kısmının kültür sanat işleri için harcanmasını, diğer kısmının sa bildirdiği adres gönderilmesini rica ettiğini açıklayan bir mektup yazdı. 2011 yılında Cumhurbaşkanlığı Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü fakat kendisine verilen plaket ve para ödülünü reddederek bu ödülü almaya gitmedi.

Sezai Karakoç, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden Cemal Süreya sınıf arkadaşı idi. Aynı sınıfta olan Muazzez Akkaya adındaki kıza aşık olmuştu ve ona ithafla Mona Rosa adlı şiirini akrostişli yazmıştır.

Sezai Karakoç ve Cemal Süreya çok iyi iki dosttu ve bir dönem işleri gereği farklı şehirlerde yaşamaları gerekti. Fikir paylaşımlarını mektuplaşarak sürdürmeye devam ediyorlardı. Ne zaman yeni bir şiir yazsalar, hemen bir mektubun ucuna iliştirilip paylaşılıyor ve yorumlanıyordu. Bir gün, Sezai, Cemal Süreya’ya, “Balkon” adını verdiği şiirini gönderdi. Cemal Süreya şiire hayran kalmıştı. Dayanamamıştı ve sonuç olarak birkaç gün sonra Pazar Postası adlı dergi Sezai Karakoç’un önündeydi. Dergide Cemal Süreya’ya mektubundan pasajlarla birlikte Balkon şiirini de gördü. Cemal Süreya’nın yaptığı karşısında öfkesi çok büyüktü Sezai Karakoç’un. Hemen kaleme kağıda sarıldı ve çok sert bir mektup yazdı arkadaşına. Ancak birkaç gün sonra mektup kendisine geri döndü. Öfkesinden Cemal Süreya’nın adresini eksik yazmıştı.
Bir mektup daha yazdı. Cemal Süreya’ya, “Sana çok ağır bir mektup yazmıştım. Kızgınlıkla adresi eksik yazmışım; mektup geri döndü. Bir daha benden habersiz bunu yapma!”diyordu.

Cemal Süreya’nın yaptığı her ne kadar Sezai’yi kızdırsa da yeni yollar açacaktı. Çünkü daha sonra Muzaffer İlhan Erdost, Garip Akımı’na karşıt bir dil oluşturan yeni bir şiir akımının oluştuğunu haber veriyordu ve onun da isim babası Sezai Karakoç olacaktı.“İkinci Yeni” olarak kararlaştırılan akımın şiir üslubunun ise, “Yeni – Gerçekçi Şiir” olarak anılmasını istemişti.

Sezai Karakoç, 16 Kasım 2021 tarihinde İstanbul'daki evinde 88 yaşında öldü.

MONA ROSA

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

Ulur aya karşı kirli çakallar,
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
Mona Rosa bugün bende bir hal var.
Yağmur iri iri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.

Açma pencereni perdeleri çek,
Mona Rosa seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek.
Anla Mona Rosa ben bir deliyim.
Açma pencereni perdeleri çek.

Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
Bende çıkar güneş aydınlığına.
Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
Seni hatırlatır her zaman bana.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.

Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi.
Ellerinden belli olur bir kadın,
Denizin dibinde geziyor gibi.
Ellerin, ellerin ve parmakların.

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.

Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine.
Kiminin rengi ak kiminin sarı.
Ah beni vursalar bir kuş yerine.
Akşamları gelir incir kuşları.

Ki ben Mona Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni.
O masum bakışların su kenarında.
Ki ben Mona Rosa bulurum seni.

Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza.
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.

Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı
Alev alev sardı her tarafımı.
Artık inan bana muhacir kızı.

Yağmurdan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak.

Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kuş tüyüne.
Bir tüy ki can verir gülümsesen,
Bir tüy ki kapalı geceye güne.
Altın bilezikler o kokulu ten.

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister,
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.


Kaynak:Biyografiler.com