Biyografiler.com : Her yaşam bir iz bırakır. | Türkiye'nin en çok okunan biyografi sitesine hoş geldiniz.
Usüli

Usüli

Doğum Tarihi: -

Ölüm tarihi: ??.??.1538

Usüli kaç yaşında öldü : -

Burcu:

Meslek: Şair

Doğum Yeri: Vardar Yenicesi, Yunanistan (Osmanlı Devleti)

Ölüm Yeri: Vardar Yenicesi, Yunanistan (Osmanlı Devleti)

Divan edebiyatı şairi, mutasavvıf.

Usuli, on altıncı yüzyılın önde gelen divan şairlerindendir.

Usüli, günümüzdeki adı Giannitsa olan Yunanistan sınırları içinde bulunan Vardar Yenicesi'nde doğmuştur. Usuli’nin doğum tarihi hakkında bilgi yoktur. Adı Abdullah’tır. Bazı kaynaklara göre öğrenimini tamamlamasının ardından ilmiye mesleğine girmek üzereyken tasavvufa yöneldi. Vardar Yenicesi'nde büyüyen Usüli, İbrahim Gülşeni’ye bağlanmak için Mısır’a gitti. Şeyh İbrahim Gülşeni ile tanışıp bir müddet Mısır'da bulundu. İbrahim Gülşeni'nin 1534 yılında vefatı üzerine memleketine geri döndü. Ömrünün geri kalan kısmını Gülşenîliği Rumeli’de yaymakla geçirdi; bir yandan da akıncı beylerine musâhiplik yapıyordu. Evrenosoğlu Abdi Bey’den yardım görerek onunla bazı Rumeli şehirlerini dolaştı ve doğduğu şehirde vefat etti.

Usüli, Vardar Yenicesi'ne döndükten sonra Gülşeniliği yayma gayretinde oldu. Dönemin edebiyat tarihçileri tarafından öğüt dolu şiirleri ve ilahileri sebebiyle "Sırr-I Nesimî" sıfatı ile anılır. Tasavvufi şiirler yazan Usuli’de Nesimi’nin etkisi görülmektedir.

Usüli, memleketine döndükten sonra kendisini Allah'a yaklaştıracak faaliyetler içerisinde olarak şiir dilini de bu yöne çekti. Dervişmeşrep bir hayat süren Usûlî’nin şiirlerinde mütevazılık ve pervasızlık öne çıkan özellikleridir. Ağır olmamakla beraber kendi içerisinde makul bir dile sahip olan şiirler, on altıncı yüzyıl içinde öne çıkmıştır.

Gerek tezkirelerde verilen bilgiler gerekse şiirlerinden hareketle Usûlî’nin ârif, derviş, kalendermeşrep, kimseye boyun eğmeyen, kanaat içinde yaşamayı şiâr edinmiş, pervasız, coşkun, dolayısıyla melâmet neşesini ve ilâhî aşkı daima ön planda tutan bir kişiliğe sahip olduğunu söylemek mümkündür.

Usüli’nin eserleri hayattayken beğenilmiş, ismi duyulmuştur. Fakir bir hayat yaşasa da gururlu ve onurlu olduğu, insanlara hâlini bildirmediği bilinir. Eserlerinde ilk göze çarpan tasavvufi görüşleridir. Ayrıca dili zamanın göre çok düzgündür. Fazla eser bırakmamıştır. Genel olarak ünlü şairler ve otoriteler tarafından yetenekli bulunmakla birlikte yeteneklerini pek geliştiremediği belirtilmiştir.

Döneminin önde gelen divan şairlerinden olan Usûlî, çok yazmaktan ziyade edebiyatın hayata bakan yönü ile ilgilenmiştir. Bu sebepten fazla eseri bulunmayan şair, yine de kuvvetli bir divana sahiptir.

Usüli, 1538 yılında Vardar Yenicesi, Yunanistan (Osmanlı Devleti)’de ölmüştür.

Eserlerinden Örnek:
Hâtırum cem'iyyetin itdi perîşân ayrılık
Ayrılık kıldı bana dünyâyı zindân ayrılık

Şiirlerinden örnekler:
Yarenler ecel gelmeden
Gözümüz toprak dolmadan
Felek bizden öç almadan
Hele biz bir dem sürelim

Eserleri:
1. Divan
2. Manzum Hadis Tercümesi.
3. Yenice Şehrengizi
4. Miraciyye

GAZEL I

Muttasıl sanma bizi cevr ü cefanun kuluyuz
Dostum gah cefa gâhi vefanun kuluyuz

Şah-ı hüsn oldun ise devlete mağrur olma
Hey begüm biz dahi senin yaradanun kuluyuz

Sana baş eğmezüz azadeyüz ey çerh amma
Doğrusun diyelüm ol serv-i revanun kuluyuz

Bir büt-i Çine gönül verdük ise ey zahid
Bize kafir deme biz dahi Hudanın kuluyuz

Çün bakası yoğ imiş tac u kabayı nidelüm
Bu fena dehrde bir köhne abanu kuluyuz

Kimisi şah u kimi beğ kimi paşa geçinür
Ey Usuli hele biz dahi filanun kuluyuz

GAZEL II
Aşk odundan şem gibi dinmedi yaşım benim
Ah kim onulmadı bağrımdaki başım benim

Zehr-i kahr ile felek tasın tolular içmeğe
Bezm-i mihnetle bulunmadı ayakdaşım benim

Künc-i gamda yar-ı canım gönlümün eğlencesi
Derd ü mihnet yoldaşım gamdur karundaşum benim

Ben ölüp hak olıcak erbab-ı şevkünden yine
Kase olmazsa aceptür bu sırık benim

Ni’met dünyaya bakmadım Usuli olalı
Künc-i mihnet meskenim derd ü bela aşim benim

İbrahim Gülşeni’YE MERSİYE
İLK BEND

Yazık degül mi nice bir ey dehr-i kine-var
Derd ü gam ile ağladasın bizi zar ü zar

Bir dem dıraht-ı ömrüme ber vermedün veli
Etdün doyunca dest-i cefayile sengsar

Yaş nice dökmeyem ki gam-ı rüzgardan
Çeşm-i ümmid ü dide-i bahtum dolu gubar

Halum harab dide pür ab ciğer kebab
Dil bi-karar ü şişe-i hatırda inkisar

Bag-ı zamanede yüze gülmez gül-i murad
Har-ı belada olsa benüm gibi sad-hezar

Bu mülk içinde hiç kişi kamın bulmadı
Ger şah-ı kambin ü eger mir-i kamkar

Derda ki seng-i hadise-i rüzgardan
Ayine-i Sikender’e erişdi inkisar

Beytü’l-hazendedür kamu Ya’kub gibi halk
Kapdı meğer ki Yusuf-ı bu gürk-i cinan-şikar

Yerden şu denlü çıkdı göge dud-ı ah kim
Ebr oldı gökden ehl-i zemin üzre nar-bar

Ol afitab kara yere girdi mi acep
Ya kabr-i tenge sığdı mı derya-yı bi-kenar

Kavlinde sadık idi vü Sıddık-ı vakt idi
Oldı meğer ki Ahmed-i Muhtar’a yar-ı ger

Kıldı kaba libas-ı hayatın bildi kim
Arif katında ar olur esbab-ı müstear

Enfas-ı kutb-ı laciverd idi
Min ba’d ola mı ya’ni felek kar-ı üstüvar

Tenha gönüldi gün gibi kendi sonunda biz
Kaldık ayakda saye gibi hor u bi-karar

Ey hak-i rü-siyah kanı Gülşeni kanı
Ol ma’rifet güherlerinün ma’deni kanı


Kaynak:Biyografiler.com