Kazimir Maleviç, geometrik soyut sanatın öncülerinden ve avangart süprematist hareketinin yaratıcısı olan ressam ve sanat teorisyeni.

Kazimir Maleviç, 23 Şubat 1879 tarihinde Ukrayna, Kiev’de 14 kardeşin ilki olarak doğmuştur. Tam adı Kazimir Severinoviç Maleviç’dır. Ebeveynleri Severyn ve Ludvika Maleviç Polonya kökenliydiler. Babası bir şeker fabrikasında usta başıydı. Çocukluğu boyunca Ukrayna'nın şeker pancarı yetişen pek çok farklı köyünde yaşadılar. Maleviç bu yüzden kültür merkezlerinden uzaktı. Sanat tutkusu onu çocukluğunda sarmış olmasına rağmen on iki yaşına kadar profesyonel ressamlar hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Köylülerin yaptığı el işlerinden, süslü duvar ve fırınlardan çok hoşlanan ressam kendisi de köylerde gördüğü stilde resimler çiziyordu. 1895-1896 yılları arasında ise Kiev'de çizim eğitimi aldı. Kiev Sanat Okulu, Moskova’daki Stroganov Okulu ve Moskova Resim, Heykel ve Mimarlık Okulu’nda eğitim aldı. İlk çalışmalarında empresyonizmin yanı sıra Sembolizm ve Fovizm’i etkileri görülmektedir.

1896’dan 1904’e kadar Kursk’ta yaşayan Kazimir Maleviç, 1904 yılında babasının ölümünden sonra Moskova'ya taşındı. Orada Moskova Resim, Heykel ve Mimarlık Okulu'na 1904'ten 1910 yılına kadar devam etti ve Fedor Rerberg'in atölyesinde çalıştı. 1911’de Vladimir Tatlin ile birlikte St. Petersburg’daki Soyuz Molodyozhi (Gençlik Birliği) grubunun ikinci sergisine katıldı.

Kazimir Maleviç, 1912 yılında Paris’e yaptığı bir geziden sonra Pablo Picasso ve Kübizm’den etkilendi. Bir dönem, Diamonds grubunun bir üyesi olarak, Rus Kübist hareketine liderlik etti. 1913 yılında Malevich’in sahneye koyduğu Cuba-Fütürist Güneşin Zaferi operası büyük bir başarı kazandı. 1914 yılında, Paris’teki Salon des Indépendants’ta Alexander Archipenko, Sonia Delaunay, Aleksandra Ekster ve Vadim Meller’le birlikte eserlerini sergiledi.

1915 yılında Kazimir Malevich, Süprematizm diye adlandırdığı bir tarzda soyut geometrik desenler üretmeye başladı. Bu kavram, sanatta renk, çizgi ve şeklin, konu ya da anlatıdan daha önemli olduğu fikri üzerine kuruludur. Kazimir Malevich, soyut geometrik unsurlardan oluşan tabloları sergileyen ilk kişi oldu. Sanatta bütün duygusallığı ve sembolizmi reddederek, sürekli olarak saf serebral kompozisyonlar üretmeye çalıştı. İlk süprematist örneklerini 1915 yılında Moskova’daki Tretyakov Galerisi’nde, Petrograd’da (Saint Petersburg) ve Son Fütürist Fuarı’nda sergiledi.

Kazimir Maleviç’in sahne ve kostüm tasarımlarını yaptığı Kübofüturist Opera tarzındaki “Güneşe Karşı Kazanılan Zafer” adlı eser için çizdiği dekor ve giysi eskizlerinin kübist özellikler taşımasına rağmen; hazırlamış olduğu fon perdelerinden birisinin yatay olarak siyah ve beyaz alanlara bölünmüş bir kare biçiminde olması, sanatçının kendi açıklamalarına göre, “Süprematizm” adını verdiği sanat anlayışına yönelmesine yol açan etken olmuştur.

Maleviç’in kostümler için tasarladığı giysiler, hacimsel yapıları ve enteresan modelleri ile dikkat çekmekle birlikte sanatçının ileri dönemlerinde ortaya koyduğu figüratif eserlerinin de ilham kaynağı olarak görülebilir. Kazimir Maleviç, Güneşe Karşı Kazanılan Zafer Operası Kostüm Çizimlerinden Örnekler.

Kazimir Maleviç, tüm hayatı boyunca çalışmalarını imzalarken eseri yarattığı tarihten daha erken bir tarih yazması onun sanat yaşamı kronolojisini daha da karıştırmaktadır. Eserlerinden bu dönüşümün tam zamanı belirlenemese de 1915 yılında Kübizmden Süprematizme manifestosunu yayınladığı kesindir.

1915-1916 yıllarında diğer süprematist ressamlarla birlikte Skoptsi ve Verbovka'nın köylerinde çalıştılar. 1916-1917 yıllarında ise Karo Valesi isimli sanatçı grubuyla birlikte sergiler açtı.

Süprematist işlerinin en bilinenleri Siyah Kare (1915/1913) ve Beyaz Üstüne Beyaz'dır. (1918)

1913 yılında ortaya koyduğu “Siyah Kare” isimli eser ile Maleviç, Avangard Süprematist hareketin yaratıcısı olmuş ve bu eseri ile akıllardan çıkması imkansız bir etki bırakmıştır. Eser tamamıyla soyuttur ve herhangi bir şeye hizmet etmek amacıyla yapılmamıştır. Beyaz zemin üzerine siyah renkle boyanmış kare şekli ile tamamlanmış, oldukça sade ve yalındır. Temelinde “hiçlik” duygusu vardır. Resmin “sıfır noktası” olarak bilinir ve özünde tinsel değerler barındırır. Sanatçının bu çalışmasının ardından eserin farklı renklerle farklı versiyonlarını da ortaya koyduğu görülmektedir.

Kazimir Maleviç öldüğünde yatağının başucunda Siyah Kare adlı tablosu asılıydı.

1919 yılından 1921 yılına kadar, hayatının geri kalanında yaşadığı Moskova ve Leningrad’da çalışmalarına devam etti ve öğrenci yetiştirdi. 1927 yılında Almanya’nın Dessau kentindeki Bauhaus’a yaptığı ziyaretde Wassily Kandinsky ile tanıştı. Onun teorisi üzerine Die gegenstandslose Welt (“Nesnesiz Dünya”) başlığı altında bir kitap yayınladı.

Rusya’daki Ekim Devriminden sonra bir dönem çeşitli akademi ve kuruluşlarda görev yaptı. Ancak, Vladimir Ilyich Lenin ve Lev Troçki sonrası Josef Stalin döneminde Sovyet politikacılarının modern sanata karşı tavır almasıyla, soyut sanatın burjuvazinin sanatı olduğunu ve sosyal gerçeklikle bir ilişkisi olmadığını açıklandı. Bu açıklamanın ardından ressamın pek çok eserine el konuldu ve sanatçının soyut sanatla ilgilenmesi yasaklandı. Yoksulluk ve unutulmuşluk içinde öldü.

Evlilikleri :
Üç kez evlenen Kazimir Maleviç ilk evliliğini 1901 yılında Polonyalı Kazimira İvanovna Zgleits ile yapmıştır. 1909 yılında ilk eşinden ayrılan Maleviç, bir psikiyatrın kızı olan Sofia Mihailovno Rafaloviç ile ikinci evliliğini yapar. 1920 yılında Sofia’yla olan evliliğinden kızı Una dünyaya gelir ama 1923’te Sofia hayatını kaybeder. 1927’de Leningrad’da Sanat Tarihi Enstitüsü’ne atanan Maleviç, orada Natalia Andreyevna Manchenko ile üçüncü evliliğini yapar.
1.eşi: Kazimira Zgleits (e. 1901–1909)
2.eşi: Sofia Rafalovich (e. 1909–1923)
3.eşi: Natalia Manchenko (e. 1927–1935
Ivanna Malevich, Una Malevich, Galina Malevich, Anatoly Malevich, Georgy Malevich adlarında çocukları vardı.

Maleviç, 1912 yılında yayınlanan Rus fütürizminin ilk manifestosu için resimler ve taş baskılar yapar. Haziran 1913 tarihli Patlama (Vzorval), Ağustos 1913 tarihli Domuzcuklar (Porosyata), Eylül 1913 tarihli Üç (Troe) ve Ekim 1913 tarihli Olduğu Gibi Sözcük (Slovo kak takovoe) kitaplarında Maleviç’in birçok çizimi vardır. Maleviç 1914’de, Rusya’nın I. Dünya savaşına katıldığı açıklandıktan sonra, metinleri Mayakovski tarafından hazırlanmış geleneksel Rus kitap süsleme sanatı tarzında propaganda kitapçıkları resimlemiştir. 1922 yılında Süprematizm, Nesnesiz Dünya ve Sonsuz Huzur elyazmasını ve Tanrı Devrilmedi: Sanat, Kilise, Fabrika kitaplarını yayınlayan Maleviç, özellikle din ve Tanrı konularında takındığı tutum yüzünden sanat ve siyaset çevrelerin tepkisini çekmiştir.

Kazimir Maleviç, 15 Mayıs 1935 tarihinde (Leningrad) St. Petersburg, Rusya’da 56 yaşında kanserden ölmüştür. Külleri Nemçinovka'ya gönderildi ve oradaki yazlık evinin yakınına gömüldü.

Kitapları :
Nesnesiz Dünya "Suprematizm Manifestosu"
İnsanın Esas Gerçekliği: Tembellik

Kaynak:Biyografiler.com