İngiliz grup Queen’in Farisi kökenli efsanevi solisti. Freddie Mercury, müzik kariyerinde kazandığı büyük başarıları, güçlü vokali, renkli kişiliği ve sıra dışı yaşamıyla milyonları etkilemiş, Queen’in İngiltere’de tüm zamanların en sevilen grubu unvanına layık görülmesinde büyük rol oynamıştır.

Çocukluk yıllarında utangaç oluşu, annesine ve kız kardeşine olan düşkünlüğüyle bilinen Farrokh, sekiz yaşındayken daha iyi bir eğitim alması için Bombay’daki St. Peter’s School’a gönderildi. Piyano dersleri almaya başladı ve ilk grubu The Hectics’e katıldı. Arkadaşları ve öğretmenlerinin ona Freddie diye hitap etmelerine çok alıştığı için, imzasını Freddie olarak atmaya başladı. Zanzibar'a dönmeden önce St. Mary's School’da eğitimini tamamladı.

1964 devrimiyle birlikte, 17 yaşındayken ailesi ile birlikte İngiltere'ye taşınan Freddie, burada kaydolduğu Isleworth Okulu’ndan, sanat dışındaki tüm derslerinde başarısız olduğu için ayrılmak zorunda kaldı. Sonraları, Ealing College’de Grafik Tasarım eğitimi almaya başladı ve 1969 yılında buradan mezun oldu.

1970 yılında Brian May, Roger Taylor ve John Deacon’la tanışması, Queen grubunun temellerinin atılması yolunda ilk adım oldu. Grubun isim babası olan Freddie Mercury, aynı zamanda sahne kostümlerini ve grubun logosunu da tasarladı.

1973 yılında çıkardıkları ilk albümleri grupla aynı adı taşıyan “Queen” di. Geniş kitlelerce rock müziğinin en büyük vokalistlerinden biri olarak kabul edilen Freddie Mercury, aynı zamanda şarkı da yazıyordu. Queen grubunun hit olmuş sayısız şarkısını ve Greatest Hits" albümündeki 17 şarkının 10'unu kendisi yazdı. Şarkılarında farklı müzik türlerini bir arada kullanması onun müziğinin karakteristik özelliklerinden biriydi. 60 akort içeren ve çevrimsiz yapısıyla dikkat çeken şarkısı “Bohemian Rhapsody”, Freddie Mercury’nin benzersiz stilini, zengin bir müzikal noktaya ulaştırdı. “Killer Queen", "Somebody to Love", "We Are the Champions" ve "Don't Stop Me Now" ise imzasını taşıyan büyük eserlerinin diğer örneklerindendir.

Freddie Mercury, 70’li yılların sonlarında uzun yıllar birlikte olduğu kız arkadaşı Mary Austin’den ayrıldı. Ayrılık sonrasında erkeklerle birlikte olmaya başlayan şarkıcı, cinsel tercihiyle ilgili kamuoyuna açık bir tavır ortaya koydu.

1985 yılında ilk solo albüm çalışması olan “Mr. Bad Guy” yayınlandı. Albüm ticari anlamda parlak bir satış grafiği yakalayamasa da, müzik eleştirmenleri tarafından “Baştan sona seçkin” olarak nitelendirildi.

1986’daki Wembley konserlerinde beş yüz bin kişi tarafından izlendi. 1987’de Platters grubunun klasik şarkısı “The Great Pretender”ın cover çalışması için yeniden stüdyoya döndü. Aynı yıl Freddie Mercury’e aids teşhisi konuldu. O yıllarda bu durumu inkar eden Mercury, solo çalışmalarına hız verdi ve 1983 yılında sahnede izleyip çok etkilendiği opera sanatçısı Montserrat Caballé ile tanışmak için İspanya’ya gitti.

1988 yılında ikili birlikte Freddie Mercury’nin ikinci solo albümü olan Barcelona’yı kaydettiler. Hiç vokal eğitimi almamasına rağmen, teknik olarak en zor şarkıları muhteşem biçimde yorumlaması, son derece kaliteli, eğitimli ve geniş bir sese sahip olduğunu doğruluyordu.

Barcelona albümünün yayınlanmasından 90’ların başına kadar olan zaman aralığında, Freddie Mercury oldukça az görünmeye başladı, aidsin etkileri yüzünden sağlığı tehlikedeydi. I'm Going Slightly Mad ve These are the Days of Our Lives şarkılarının kliplerinde oldukça zayıf bir görünümdeydi.

24 Kasım 1991’de hayata gözlerini yumdu. Ardında milyonlarca hayranını, sayısız ödülü, ölümsüz müziğini bıraktı. 1992 yılında Freddie Mercury’nin anısına Wembley’de anma konseri düzenlendi. 1995’te grubun diğer üyeleri tarafından, kendisi hayattayken yazıp bestelediği şarkılardan oluşan Made In Heaven albümü hazırlandı ve albüm hayranları tarafından büyük ilgi gördü.

2006 yılında, Freddie Mercury’nin 60. doğumgünü anısına, unutulmaz rock sembolünün solo çalışmalarından derlenmiş 20 şarkıdan oluşan “Lover Of Life, Singer Of Songs" albümü yayınlanmıştır.

Kaynak:Biyografiler.com