Biyografiler.com : Her yaşam bir iz bırakır. | Türkiye'nin en çok okunan biyografi sitesine hoş geldiniz.
Diego Velazquez

Diego Velazquez

Doğum Tarihi: 06.Haziran.1599

Ölüm tarihi: 06.Ağustos.1660

Diego Velazquez kaç yaşında öldü : 61

Burcu: İkizler

Meslek: Ressam

Doğum Yeri: Sevilla, İspanya

Ölüm Yeri: Madrid, İspanya

İspanya’da Kral IV. Felipe'nin sarayında baş ressam olarak çalışmıştır. Barok döneminin kendine özgü ressamlarındandır ve portreleriyle ünlenmiştir.

Diego Velazquez, 6 Haziran 1599 tarihinde Sevilla, İspanya’da ailesinin ilk oğlu olarak doğmuştur. Tam adı Diego Rodríguez de Silva y Velázquez’dir. Babası Juan Rodríguez de Silva Portekizli bir Yahudi olan avukat, annesi ise asil bir aileden gelen Jerónima Velázquez’dir. O dönemde İspanya'da ailenin ilk erkek evladının annenin kızlık soyadını alması gelenek olduğundan, Velazquez adını aldı. Diego Velazquez dil öğrendi, felsefe okudu, resim dersleri aldı.

Seville o çağda İspanya’nın kültür ve iş merkeziydi. Varlıklı bir adam olan babası çocuğunun resim alanında çok yetenekli olduğunu anlayınca öğrenimini yapmak için 1612 yılında onu ünlü ressam Francisco de Herrera’nın yanına gönderdi. 1613 yılında Herrera’nın yanından ayrılan Velazquez daha akademik bir ressam olan Francisco Pacheco’nun stüdyosuna girdi. Beş sene onunla çalıştı. Oranlamayı, perspektifi ondan öğrendi, ayrıca, öğretmeni Sevilla'daki kalburüstü insanlara yakın olduğundan, Velazques dönemin edebiyat ve sanat akımlarındaki değişimleri yakından takip etmeye başladı ve ileride Saray'a girmesinde öğretmeninin yardımı oldu.

Diego Velazquez ressam olarak kısa zamanda ün sağladı. Daha on yedi yaşında bile olmayan Velazquez, şehir ressamları locasına kabul edildi. Ressam Francisco Pacheco’nun yanında 1618 yılına kadar kalan Velazquez bu tarihte ustasının kızı Juana Pacheco İle evlendi. 1619 ve 1621 doğumlu iki kız çocukları oldu. Büyük kızları Francisca de Silva Velázquez y Pacheco (1619-1658), ilerde ünlü ressam Juan Bautista Martínez del Mazo ile evlendi; küçük kızları ise henüz bebekken öldü. Karısının portresi en ünlü tabloları arasındadır.

Bu tablo Prado Müzesindedir.

1622 yılında Madrid’e ve Escorial sarayına giden Diego Velazquez, Kral IV. Felipe'nin portresini yaptı. Kralın portresini yaptığı zaman 26 yaşındaydı. Kral kendi resmini beğenince Diego Velazquez saray ressamlığına atandı. 1623'te Velazquez, ailesiyle birlikte Madrid'e gelip yerleşti. Sarayda yaptığı portreler onun ölümsüz sanatçılar arasında yer almasını sağladı. Kralın, saray adamlarının ve özellikle cücelerin ve soytarıların birçok portresini yaptı.

Diego Velázquez, İspanya Kralı IV. Felipe, 1631-1632, Tuval üzerine yağlı boya, 127.5 x 86 cm, Kunsthistorisches Museum, Vienna, Avusturya.

1627 yılında Kralice, İspanya'nın en iyi ressamını seçmek üzere yarışma düzenledi. Yarışmanın konusu, Müslümanlar' ın İspanya'dan çıkartılışını betimlemek idi. Velazquez kazandı.

Ünlü Hollandalı ressam Peter Paul Rubens 1628 yılında diplomatik görevle Madrid’e gelmişti. Kral IV. Felipe bu büyük sanatçıya İspanya'daki sanat eserlerini gezdirmek görevini Velazquez'e verdi. Yedi ay boyunca bu diplomatik görevi üstlendi. Bu ressamın öğütü üzerine Diego Velazquez ertesi yıl kralın izni ile 19 Eylül 1629 tarihinde İtalya’ya giderek 1,5 yıl Cenova’yı, Venedik’i, Ferrare’yi, Napoli’yi ve Roma’yı gezdi. Bir buçuk sene süren bu seyahat sırasında Kral, ressamın aylıklarını kesmediği gibi, yol parasını da üstüne eklemişti. Sanatçı orada Michelangelo Buonarroti, Raffaello Santi gibi İtalyan ressamlarının eserlerini kopya ederek bir zaman çalıştı, o arada kendi için birkaç resim yaptı. İtalya’da geçirdiği günlerde İtalyan resim sanatından çok şeyler öğrendi. Bu arada Titian’nın yapıtlarından etkilendi. Napoli’de Jusepe de Ribera ile tanıştı. 1631 yılında Madrid’e döndü.

İspanya'da bir sanat akademisi kurulmasına karar verilince Diego Velazquez 1649 yılında bu sefer görevle İtalya’ya gitti. Kral IV. Felipe için sanat eserleri satın alıp İspanya’ya dönecekti. Orada Papa 10 uncu Innocent’in ve İspanya’dan yanında getirdiği Afrika kökenli siyahi kölesi Juan de Pareja’nın portrelerini 1650 yılında yaptı. 19 Mart 1650'de Pantheon'da sergilenen resim çok beğenildi. 1651 yılında Madrid’e döndü.

İtalya’dan döndükten sonra yine İspanya’da Kral IV. Felipe'nin sarayında baş ressam olarak çalışmaya devam eden Diego Velazquez, saray fertlerinin resimlerini yapmaya devam etti. Diego Velazquez, Barok döneminin kendine özgü ressamlarındandır ve portreleriyle ünlenmiştir. İspanya Kralı'na olan yakınlığı nedeniyle birçok soylunun ve saray yaşamının resimlerini yapmıştır.

Nedimeler (Las Meninas) tablosu, 1656

En ünlü eseri "Nedimeler (1656/57)" adını taşır. Dünya resim tarihinde üç boyutun ilk defa tuale taşındığı eserdir. Ressam tabloda bütünü ile yer almıştır, Kral ve Kraliçe ise odanın arka bölümündeki aynada belli belirsiz görünmektedir. Ressamın sağında beş yaşındaki Prenses Margarita merakla anne ve babasını izlemektedir, nedimeler ise onunla ilgilenmektedir.

1659 yılında Kral IV. Felipe, Diego Velazquez’e şövalye unvanı verdi. Bu unvan onu Engizisyon baskısından kurtararak rahat rahat çalışmasını sağladı. 1660 yılında İspanyol prensesi Maria Theresa ile Fransa Kralı XIV. Louis'in düğün hazırlıklarını idare etti. Düğünü sanat yönünden zenginleştirdi. 26 Haziran 1660 tarihinde Madrid'e döndü.

Dokumacı Kadınlar (Las Hilanderas) tablosu, 1657

1657 tarihli Dokumacı Kadınlar adlı eseri, "Nedimeler" kadar tanınmasa da ressamın sanatının doruğu olarak kabul edilir. Resimde, Madrid’deki Santa Isabel halı fabrikasından bir sahne vardır: Ön planda iş başındaki dokumacı kadınlar, geri plandaysa üç kadının hayranlıkla seyrettiği ve Arakne temasının işlendiği bir halı görünür. Tabloya uzaktan bakıldığında derinlik kazanırken yakından bakıldığında her şey birbirine karışır. Soylularla çalışanları bir arada gösteren bir resimdir.

Bir diğer ünlü eseri "Aynadaki Venüs (1644/48)" adlı yağlı boya tablosudur. Zamanı için öncü sayılabilecek ilk çıplak kadın tablosudur. Londra'da sergilenmektedir. Bu tablonun yapıldığı tarihe kadar hiçbir İspanyol ressam Venüs’ü - Aphrodite - konu olarak seçmemişti. Geleneksel Aphrodite tasvirlerinin tersine figürü sırttan gösteren bu Barok tarzdaki kompozisyon İtalyan ressamlarının Velazquez üzerindeki etkisini de gösterir.

Diego Velazquez, Aynalı Venüs – 1651 - Tablo, Ulusal Galeri, Londra’dadır.

Resimlerinde ışık ve gölgeyi ustalıkla kullanmıştır. Kendi döneminde hakim olan sadece güzel olanı resmetmek geleneğini kırdığından ve doğal olan her şeyi resmeden ressamların ilklerinden biri olduğundan "gerçeğin gerçek ressamı" olarak anılmaktadır. Sanat yaşamının Sevilla'da geçen ilk döneminde "bodegon" türü eserler yaptı. Bu tür, genelde mutfakta bulunan eşyaların, yiyecek ve içeceklerin insan figürleri ile birlikte resmedildiği, insan figürlerinin gündelik yaşamın içindeki mütevazı insanların içinden seçildiği bir resim türüdür. Velazquez, yaklaşık on yıl kadar bu tür resimler yaptıktan sonra, Madrid'de saray ressamı olduğu dönemde portreler yaptı. Diego Velazquez yalnız kendi memleketindeki ressamlar üzerinde değil birçok yabancı ressam üzerinde de büyük etki yaratmıştır.

Diego Velazquez, Martha ve Mary'nin Evinde İsa – 1618 - Tablo, Ulusal Galeri, Londra’dadır.

Diego Velazquez, 31 Temmuz 1660 tarihinde hastalandı. Bu hastalıktan kurtulamayarak 6 Ağustos 1660 tarihinde Madrid, İspanya’da 61 yaşında ölmüştür.

Büyük bir törenle San Juan Kilisesi'nin bahçesine gömüldü. O gömülürken Kral "artık ben mahvoldum" diyerek ağladı. Hayatı boyunca ressamı sessiz bir gölge gibi takip eden karısı, ölümünden çok kısa süre sonra, ressamın öldüğü odada öldü ve sonra kocasının yanına gömüldü. Sevilla'da ressamın anısına dikilen anıtın altında " gerçeğin ressamına" yazmaktadır.

Diego Velazquez’in “Aynalı Venüs” adlı tablosu İngiltere, Londra’da 1914 yılında Ulusal Galeride sergilenmekte iken kadınlara oy hakkı verilmesini isteyen, kadın hareketinin başındaki Mrs. Emmeline Pankhurst tutuklanıyor. Bunu protesto etmek isteyen Marry Richardson eline aldığı bir baltayla ulusal galeriye girip Venüs’ün bulunduğu odaya gidiyor ve onu kesici bir alet ile birkaç yerinden kesiyor. Daha sonra eser Helmut Ruhemann tarafından restore edilerek tekrar sergilenmeye başladı. Saldırıdan sonra Ulusal Galeri’deki Wallace Koleksiyonu ve Ulusal Portre Galerisi kadın ziyaretçilere kapatıldı. Sonraki yıllarda ise kadınlar ancak erkeklerin eşliğinde bu koleksiyonları görebildiler.

Kaynak:Biyografiler.com