Kuvayi Milliye
Kuvayi Milliye
Mondros Antlaşması’ndan sonra Anadolu’da işgaller başlamıştır. Türk vatanını korumak ve bağımsız yaşamak isteğinin bir sonucu olarak kurulan milis güçlere Kuvayı Milliye adı verilmiştir.
Kuvayı Milliye birlikleri Güney Cephesi’nde Fransız ve Ermenilere karşı başarı ile mücadele etmişlerdir. Batı cephesinde ise Yunanlılara karşı vatanı korumaya çalışmışlardır.
Vatanın her kesiminden gönüllü insanların katıldığı Kuvayı Milliye birliklerinin ihtiyaçları, halk tarafından karşılanmıştır. Mustafa Kemal Paşa başta olmak üzere birçok vatansever komutan bu birliklerin güçlendirilmesi için çaba harcamışlardır.
Anadolu'nun Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Ermeni birliklerince işgal edildiği dönemlerde, Osmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı zorlu günlerde ortaya çıkan bir milli direniş örgütüne verilen isimdir.
Aynı zamanda Kuva-yi milliye kurtuluş savaşının ilk savunma kuruluşudur. Kuva-yi milliye mevcudu 1919 yılına kadar 6.500-7.500 kişi arasındadır. 1920 yılının ortalarında ise Kuva-yi milliye mevcudunun 15.000'e ulaştığı tahmin edilmektedir. Kuvayi milliyenin ilk kıvılcımı 1918'de güney cephesinde Dörtyol'da Fransızlara karşı başlamıştır. Bunun nedeni ise Fransızların işgallerine Ermenileri ortak etmeleridir. Yerel sivil örgütlenmelerden ortaya çıkan Kuva-yi milliye düzenli ordulardan oluşan işgalci güçlere karşı bugünkü ismiyle bir gerilla savaşı uygulamıştır.
İlk direniş olayları güneydoğu bölgesinde Fransızlara karşı olsa da örgütlü direniş İzmir'in ele geçirilmesinden sonra ege bölgesinde Kuva-yi milliye olarak başlamış ve yerel örgütlenmeler olarak yayılma göstermiştir. Kuva-yi milliyenin amaçlarının başında hiçbir devletin ve ulusun egemenliğini kabul etmeyerek, Türk milletinin kendi bayrağı altında rahatça yaşama hakkını ve bağımsızlığını oluşturma düşüncesidir.
Kuva-yi Milliye birliklerinin özellikleri
- Düzenli bir ordu değillerdi. Eli silah tutan herkesin katılabileceği küçük silahlı birliklerdi.
- İçlerinde eski ordu mensupları, efeler, eşkıyalar ve halkın her kesimi vardı. Bütün bu farklı insanlar, vatan topraklarını savunmak düşüncesiyle örgütlenmişlerdi.
- Birliklerin bütün ihtiyacı halk tarafından karşılanıyordu.
- Batı Anadolu'da yapılan Balıkesir-Alaşehir Kongreleri Kuva-yi Milliye birliklerinin gücünü arttırdı.
- Bu kongreler sonucunda Batı Cephesi oluştu.
- İlk olarak Yunanlıların Batı Anadolu'daki işgallerine karşı kuruldular.
- Yaptıkları çete savaşları ile düzenli ordu kuruluncaya kadar düşman kuvvetlerini oyalayarak TBMM'ye zaman kazandırdılar.
- Bölgesel olarak kuruldular. Bulundukları bölgeyi savunmayı amaçlıyorlardı.
- TBMM'ye karşı çıkan ayaklanmaları bastırmada büyük yararlılıklar gösterdiler. Ancak düzenli ordu kurulunca bazı Kuva-yi Milliye birlikleri de orduya katılmamak için ayaklandı. (Çerkes Ethem)
Kuva-yi Milliye birliklerinin en önemli yararı, Türk milletinin kurtuluş umudunu güçlendirmesi ve milli şuurun oluşmasını sağlamasıdır.
Kuva-yi Milliye birlikleri en büyük başarıyı Güney Cephesi'nde Fransızlara karşı kazandılar. Türlü imkansızlıklar içinde Fransız ordusuna karşı koyarak Maraş ve Urfa’yı işgalden kurtardılar.
Kuva-yi Milliye birlikleri belirli bir merkezi yapıdan uzak ve bölgesel amaçlı kurulmuşlardı.
Yeterli askeri bilgiye ve silaha sahip değillerdi. Bu nedenle Kuva-yi Milliye birliklerinin düşmanı yurttan atması beklenemezdi.
TBMM'ye bağlı düzenli ordu kurulunca Kuva-yi Milliye birliklerinin görevi sona erdi. Ancak Kuva-yi Milliye ruhu vatanın kurtuluşunun sağlanmasına kadar yaşadı
Mustafa Kemal Paşa kuvayi milliye kuruluşunu şöyle açıklamaktadır;
Hükümet merkezi, düşmanların şiddetli çemberi içindeydi. Siyasal ve askerî bir çember vardı. İşte böyle bir çember içinde yurdu savunacak, ulusun ve devletin bağımsızlığını koruyacak kuvvetlere emrediyorlardı. Bu biçimde yapılan emirlerle, devlet ve ulusun araçları temel görevlerini yapamıyorlardı. Yapamazlardı da. Bu araçları savunmanın birincisi olan ordu da, 'ordu' adını korumakla birlikte, elbette temel görevini yerine getirmekten yoksundu. İşte bunun içindir ki yurdu savunmak ve korumak olan temel görevi yerine getirmek, doğrudan doğruya, ulusun kendisine kalıyor.
Buna Kuva-yi Milliye diyoruz...
Kuva-yi Milliye'nin oluşmasının nedenleri?
Osmanlı'nın Birinci Dünya Savaşından yenilgiyle çıkması
Mondros antlaşmasına göre Türk ordusunun terhis edilmesi
İzmir'in yunanlılar tarafından işgal edilmesi
İtilaf devletlerinin Mondros anlaşmasının ateşkes hükümlerine tek taraflı uyarak Anadolu'yu işgal etmeye başlaması
İşgalcilerin Türk milletine zulüm etmeleri
Osmanlı devletinin Türk halkının can ve mal güvenliğini koruyacak güçte olmaması
Halkın milliyetçilik ve yurtseverlik anlayışına sahip olması
Halkın bağımsızlığına, bayrağına, hürriyetine ve egemenliğine kavuşma isteği
Kuva-yi milliyenin faydaları ve özellikleri nelerdir?
Milli mücadelenin ilk silahlı direniş gücüdür.
Anadolunun işgali üzerine başlayan bölgesel hareketlenmelerdir.
Kuva-yi milliye arasındaki ilişki azdır ve her birlik kendi bölgelerini kurtarmaya çalışmıştır.
Tek bir merkeze bağlı birlikler değillerdir
Mondros antlaşmasından sonra terhis edilen askerler de bu direnişe katılmışlardır.
Bu birliklerle işgalci güçlere büyük zararlar verilmiştir.
Düzenli ordunun oluşmasına zaman kazandırmıştır.
Halkın işgal altındayken son umudu bu birlikler olmuştur.
Kuva-yi Milliyenin dağılmasının nedenleri?
Askerlik tekniklerini yeteri kadar bilmemeleri, dağınık ve düzensiz olarak mücadele etmeleri dağılmalarına neden olmuştur.
Düzenli orduları durduracak güce sahip olmamaları
İşgalleri tam olarak durduramamaları
Hukuk devleti anlayışına ters davranışlar içerisine girmeleri ve suçlu gördüklerini kendileri cezalandırmaları
Anadolunun kesin olarak kurtarılmak istenmesi