Biyografiler.com : Her yaşam bir iz bırakır. | Türkiye'nin en çok okunan biyografi sitesine hoş geldiniz.

Dominiken


Dominiken

Dominiken tarikatı

Aziz Dominik tarafından kurulmuş ve Papa III. Honorius tarafından 22 Aralık 1216'da onaylanmış bir katolik tarikatıdır. Fransisken Ve Dominiken Tarikatları, geçimlerini halkın verdiği sadakalarla sağlayan Hristiyan gezgin dilenci vaiz tarikatlarıdır.

Tarikat keşişleri, manastır rahibeleri, rahibleri ve tarikat için çalışan kilise dışından kişilerden oluşur. Üzerlerine giydikleri beyaz üstüne siyah cübbeden dolayı siyah keşişler olarak da adlandırılır.

Hz. İsa'nın mesajını yaymak ve cehaletle savaşmak üzere kurulmuştur. Tarikat entelektüel geleneği ile ünlüdür, pek çok din alimi ve filozof bu tarikattan yetişmiştir. Dominikenların başında bir tarikat efendisi bulunur. Şu anki efendi Peder Bruno Cadoré'dir.

Dominik çağdaşı Assisli Fransis gibi hıristiyanlıkta yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu görmüştü. Hıristiyanlığın ana doktrinine göre madde kötü, ruh ise iyi idi.

Fransa'nın güneyinde yaşayan Albililer ise dualizme yani tanrının hem iyi hem kötü olduğuna ve reenkarnasyona inanan İsevi bir topluluktu. Asıl hıristiyanlara göre ise tanrı her zaman iyi şeytan ise kötü idi. Dominik o anki hakim hıristiyanlığa göre sapkın kabul edilen inanışlara sahip olan Albilileri ikna yolu ile yeniden dine döndürmeye çalıştı. Albililer İsa'nın fakir yaşamını kendilerine örnek almaktaydılar.

Dominik İsa'nın bu yönüne ağırlık veriyordu. Ancak Albigeois haçlı seferi Oksitan bölgesini darmadağın etti.

1206 yılında Dominik, ruhani lideri haline geldiği dine dönen Albili birkaç kadın için Prouille manastırını kurdu. Bu manastır Dominikan rahibelerinin temeli oldu.

Dominik kalabalık şehirlerdeki dini sorunlara cevap verecek, Benediktinler gibi eski manastır düzenlerindeki kendini adama ve sistematik eğitimi geri getirecek fakat daha esnek bir yapıya sahip yeni bir düzen aradı.

Dominik'in kurduğu düzen vaizlik olacaktı ve vaizler bulundukları yerin yerel dilleri ile vaaz edeceklerdi. Vaizler, eski manastır düzeninde keşişlerin yaptığı gibi geniş tarlaları ekip biçerek yaşam sürmek yerine dilencilikle hayatta kalacaklardı.

Aziz Dominik 1214 yılında Toulouse'da Aziz Augustinus'un öğretileri doğrultusunda yaşayacak bir dini topluluk kurdu. 1216 yılında Dominikanlar (Vaizler Düzeni) papadan tarikat olarak icazet aldılar.

Domınıkanlar kısa sürede yayıldılar. 1221 yılında Oxford'a ulaştı.

13. yüzyıl sonunda ise tüm hıristiyanlık alemine yayıldı. Vaizler gittikleri bölgelerde, cehalet, küfür, putperestlik ve nifak ile söz ve kitap ile savaştılar. Avrupa, Asya ve Afrika'da okullar açtılar. Bu okullarda eğitim veren Albertus Magnus ve Thomas Aquinas gibi alimler büyük eserlere imza attılar. Üyeleri kardinal, papa, elçi ve hakimler oldular.

Papa IX. Gregorius tarafından engizisyon görevi bu tarikata verildi. 1252 yılında Papa IV. Innocent belli koşullar altında olmak üzere Dominikanlara engizisyon sırasında işkence yapmak için izin veren bir fetva yayınladı.

Ünlü engizisyoncu Tomás de Torquemada İspanya'nın ilk engizisyoncusu olarak göreve atandı. Tomás de Torquemada İspanya'da gizli müslümanlık ve gizli yahudilik ile savaştı. 1492 yılında Elhamra Kararnamesi ile yahudilerin İspanya'dan ihraç edilmesini sağladı. Kaçan yahudilerden bir kısmı Osmanlı Devletine sığındılar ve bugün dahi varlığını sürdüren azınlıkları oluşturdular (bkz.Sefaradlar)

Ortaçağdan sonra misyonerler keşiflerle elde edilen topraklara gittiler. Ayrıca Çin ve Kamboçya'ya ulaştılar. Fransız ihtilali sonrası sayıları oldukça azaldı.

2010 yılındaki verilere göre Dominikenlere bağlı toplam 5906 keşiş bulunmaktadır.

Dominiken Tarikatı
Vaizler Tarikatı (Friars Preachers) olarak da bilinen bu tarikatın kurucusu, Aziz Dominik'tir. Dominik 1170'li yıllarda Calaroga'da (İspanya) doğmuş ve 6 Ağustos 1221 yılında Bologna'da (İtalya) ölmüştü. İlk dinî eğitimini başrahip olan amcasından aldı. 1186-1196 yılları arasında Palencia'da beşerî bilimler ve ilahiyat eğitimi aldıktan sonra 1196'da Osma katedralinde kanon (katedralde çalışan laik görevli) olarak çalışmaya başladı. Yedi yıl süren bu görevi esnasında başrahip yardımcılığına kadar yükseldi (1201).

1203, 1205 ve 1206 yıllarında Osma piskoposu Diego ile birlikte kuzey Avrupa'ya gitti. Bu gezilerinde güney Fransa'da Maniheist öğretilere sahip Albi heretik akımının Katolik Kilisesi'ni tehdit eden faaliyetlerini gördü. Bu heretik akım, Batı Avrupa'ya Bogomiller aracılığıyla taşınmış ve onbir ve onikinci yüzyıllarda yaygınlık kazanmıştı. Katolik din adamlarının servete düşkün ve ahlâka aykırı davranışlarına karşın, Albi akımının din görevlileri, her türlü bedensel arzulardan uzak ve sade bir yaşam sürerek halkın ilgisini çekiyorlardı.

Papa III. lnnocent'in emriyle 1206-1215 yılları arasında dokuz yıl Albi heretikleri arasında vaazlar veren Dominik, ancak havariler gibi yoksul bir yaşam sürerek İncil'i vaaz edecek bir teşkilatın Albi heretik akımına karşı etkili olabileceği düşüncesine ulaştı. 1206 yılının sonlarına doğru, Albi heretik akımından dönen bir grup kadın için bir manastır kurdu. Bu manastır o günden sonra Dominiken öğreti için bir temel görevi görmüştür.

1215 yılında Toulouse'da ilk resmî toplantı yapıldı ve burada bir merkez kurularak bölgede vaazlara ve dinî bir yaşam sürülmeye başlandı. Ancak vaazlarının ve faaliyetlerinin bu bölge ile sınırlı kalmasını istemeyen Dominik, 1215 yılındaki Lateran Konsili'ne giderek papa lll. lnnocent'in onayını almak istedi. Papa, Dominik'in yapmak istediklerini ilke olarak uygun görse de, bu konsilde yeni bir dinî tarikat kurulması yasaklanmış olduğu için, Dominik'e resmen onay vermemiş ve ona önceden onaylanmış bir tarikatın ilkelerini benimsemesini önermiştir.

Bunun üzerine Dominik ve ilk tarikat üyeleri Aziz Augustinus'un keşişlik ilkelerini benimsemişlerdir. Papa lnnocent'in 1216 yılında ölmesi üzerine, yeni Papa III. Honorius 1217'de "Vaizler Tarikatı" adıyla Dominik'in teşkilatına resmi onay vermiş ve böylece Dominik faaliyetlerini ve vaazlarını tüm dünyaya yayma izni elde etmiştir.

1217 yılında ilk onaltı keşişini Avrupa'nın değişik yerlerine göndermiştir; bunların yedisi Paris Üniversitesi'nde teşkilatlanmak üzere görevlendirilmiştir. Böylece Paris Üniversitesinin İlahiyat bölümü ve Bologna Üniversitesinin Kilise Hukuku bölümü tarikatın üssü haline gelmiştir. Dominik, 1217 ile 1220 yıllan arasını Avrupa'nın değişik yerlerini dolaşarak geçirmiştir. Bu yolculuklarında vaazlar yapmış, gönderdiği keşişleri ziyaret etmiş, tarikata yeni üyeler kazandırmış ve tarikat için yeni mekânlar (ocak/loca) kurmuştur.

1220 ve 1221 yıllarında tarikatın ilk iki genel kurulunu yapan Aziz Dominik, Lombardiya'da yaptığı vaazları esnasında hastalandı ve Bologna'da öldü. 1234 yılında IX. Gregorius onu "aziz" ilan etti. Roma Katolik Kilisesi 8 Ağustos'u Aziz Dominik'i anma günü olarak kutlamaktadır.

1215 yılında Aziz Dominik'in kurduğu ve ona nispetle "Dominiken Tarikatı", "Dominikenler" veya "Keşiş (Frer) Vaizler Tarikatı" ya da kısaca "Vaizler Tarikatı" olarak bilinen tarikat, Fransa'da, Paris Üniversitesi'nde görev yapmış olan Saint Jacques'in bu tarikat için taşıdığı önem nedeniyle Jakobinler (Jacobins); İngiltere'de ise beyaz elbiselerinin üzerine giydikleri siyah harmani nedeniyle "Siyah Keşişler (Frers)" olarak adlandırılır.

1215-1221 yıllan arasında Aziz Dominik'in şekillendirdiği bu tarikat, iki temel prensibi uyumlu bir şekilde bir araya getirmiştir: Düşünceye dayalı manastır hayatı ve havarilerinkine benzer bir din hizmeti. Düşünceye dayalı manastır hayatı; fakirlik, ahlâklı olma, itaat, günlük duaların (Divine Office) okunması, manastır kurallarına uyma ve kutsal hakikat üzerine sürekli çalışma anlamına gelmektedir. Havarilere benzemek ise, Mesih'in İncil'de anlatılan hayatını taklit etmeyi ve vaazlarla Katolik inancını öğretip savunmayı ifade etmektedir. Dominikenlerin "Düşün ve düşüncelerinin meyvelerini başkalarına ver!" şeklindeki düsturları, onların yaşam tarzı ve prensiplerini özetlemektedir.

Dominikenlerin görev ve misyonları, toplum içinde fakir bir yaşam sürerken, okumuş şehirli halkın ruhî ihtiyaçlarını karşılamak üzere seyyar din görevlisi olarak çalışmaktı. Avrupa'da yeni kurulmaya başlayan üniversitelerde Dominiken tarikatına mensup kişilerin de görev alması, üniversite geleneği ile tarikat arasında olumlu bir ilişkinin kurulmasına ve bu ilişkinin Avrupa düşünce hayatında etkili olmasına yol açmıştır. Büyük Albert (Albertus Magnus, 1193-1280) ve Thomas Aquinas (1225-1274) Aristotales felsefesiyle Hristiyan teolojisini uzlaştırma çabalarıyla, Dominiken tarikatının iki önemli temsilcisi olmuşlardır. Bu iki öncünün ortaya koyduğu model ile birlikte, önce Dominiken tarikatı içinde, sonra da Avrupa düşünce tarihinde Aristotalesçi bir Hristiyanlık yorumu, Platoncu Hristiyanlık yorumunun yerini almıştır.

Dominiken tarikatının etkili olmasını sağlayan diğer bir husus ise, onların misyonerlik konusundaki gayret ve teşebbüsleridir. Başlangıç itibariyle Albi heretik akımına mensup olanları Katolik inancına döndürmeyi amaçlayan tarikat, zamanla Yahudileri ve Müslümanları da hedef kitlesine dâhil etmiştir. Dominikenler İskandinavya, Baltık ülkeleri, Doğu Avrupa, Yunanistan, İran, Kudüs ve Kuzey Afrika'da misyonerlik faaliyetlerinde bulunmuş ve bu amaçla binalar kurmuşlardır.

Ortaçağ'da engizisyonla ilgili uygulamalar da Dominiken tarikatının sorumluluğuna verilmiştir. Tarikatın seçimle göreve gelen temsilcilerle yönetilmesi, Avrupa'da parlamenter demokrasinin ortaya çıkmasında etkili olmuştur.

Tarikatın üyeleri üç gruba ayrılabilir. İlk grup, rahipler, öğrenciler, keşiş adayları ve din görevlisi olmayan diğer erkek üyelerden oluşur. İkinci grup tefekkür ve dua ile gününü geçiren rahibeler; üçüncü grup ise, din görevlisi sınıfına mensup olmayan diğer dindar Hristiyan kadın üyelerdir.

İlk grup, tarikatın ilk yüzyılı içinde hızlı bir gelişim göstermiştir. 1277 yılında bu gruba ait 404 manastırda on üç bin vaiz bulunuyordu. 1303 yılına gelindiğinde ise, tarikatın birinci grubuna mensup olanların sayısı 590 manastırda yirmi bin vaize ulaşmıştı. Rahibelerden oluşan ikinci grubun manastır sayısı, 1277'de 58, 1303'de 141 olmuştur. 1285 yılında, manastırda değil de, kendi evlerinde hayatlarını devam ettiren sıradan (din görevlisi olmayan) insanların da Dominiken tarikatına alınmasına imkân veren bir kural çıkarılmış ve böylece tarikata bağlı üçüncü grup oluşturulmuştur. 1974 yılında bu üç grup Dominiken Ailesi adı altında birleştirilmiştir.

Almanya'da Dominiken tarikatının üyelerinden Meister Eckhart (1260-1327), Johannes Tauler (1300-1361) ve Heinrich Suso (1295-1366), ondördüncü yüzyılda mistik hareketin en önemli temsilcileri olmuşlardır.

Başlangıcından bu yana Dominiken tarikatına mensup 18 kişi aziz ilan edilmiştir. Dominikenler 4 papa ve 69 kardinal çıkarmışlardır. Dominikenlerin, 2000 yılı itibariyle, 5171 yeminli erkek, 4672 rahip ve 477 din görevlisi olmayan üyeye sahip olduğu bilinmektedir. 1983 yılında tarikata mensup 4775 rahibe, manastırda yaşayan 40816 kadın, 70431 din görevlisi olmayan Dominiken olduğu tespit edilmiştir.