Dolar
Dolar : En tanınmışı ve yaygını ABD doları olmak üzere pek çok ilkenin para birimi. ( $ ) işaretiyle gösterilir. ABD doları dünyadaki en yaygın para birimidir.
Dolar
Dollar, Dünya’da 20’den fazla ülkenin ya para biriminin ismi ya da para biriminin bir parçasıdır. Amerika Birleşik Devletleri'nin resmî para birimidir. ABD doları diye de adlandırılır.
Dünyada en yaygın kullanılan dövizdir.
Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya, Tayvan, Hong Kong, Singapur, Yeni Zelanda, Liberya, Jamaika ve Namibya ülkelerinin para biriminin adı “Dolar” kelimesini barındırmaktadır (Avustralya Doları gibi). Doğu Timor, Ekvador, El Salvador, Mikronezya Federal Devletleri, Marshall Adaları, Palau, Karayip Hollandası ve Panama’da (banknotlarda) ABD doları resmi para birimidir.
Genellikle 1 dolar 100 centtir.
DOLARIN TARİHİ
15 Ocak 1520’de Bohemya Çek Krallığı Joachimsthal’da çıkartılan gümüşlerden para basmaya başladı. Bu paralara Joachimsthaler adı verildi ki bunlara kısaca thaler ya da taler deniliyordu. Bu isimlendirme diğer dillere de taller, talar, dare, dollar gibi farklı şekillerde geçti. Bugün yaygın kullanılan “dollar” biçimi İngilizce’ye Felemenkçeden geçmiştir.
DOLAR İŞARETİNİN KÖKENİ
$ işareti ilk olarak 1770’lerde İspanyol Amerikan Peso’sunun (İspanyol Doları) kısaltması olarak “p” üzeri küçük “s” olarak oluşturulmuştur. Daha sonra yavaş yavaş biçim değiştirerek $ halini almış ve bu işaret Amerikan dolarının da simgesi olmuştur.
Günümüzde dolar dendiğinde akla ilk Amerikan doları gelmektedir ki dolar dünya ekonomisinin, borsaların önemli bir parçasıdır.
Yeni kıtada kâğıt para dönemi 1600'lü yılların sonlarında İngiliz kolonilerinde askeri maliyetleri karşılamak içim basılan banknotlar ile başlamıştır. İlk banknot 1690 yılında Massachusetts Körfezi Kolonisi'nde basılarak dolaşıma çıkmıştır. Kâğıt para çıkarma yöntemi diğer Kolonilerce de kısa sürede benimsenerek yaygınlaşmıştır.
ABD Kongresi, 1781 yılında yeni hükümetin mali operasyonlarına destek olmak amacıyla, Philadelphia'da bulunan The Bank of North America'yı ilk ulusal banka ilan eder. 1792'de kabul edilen Tedavüle Para Çıkarma Kanunu ile ABD Darphanesi kurulur ve federal para sistemi çerçevesinde her birinin değeri altın, gümüş veya bakır üzerinden saptanan farklı değerdeki madeni paraların basımına başlanır.
1785 yılında ABD Kongresi Doları ABD'nin para birimi olarak kabul eder. Federal hükûmet ülke genelinde ilk kâğıt parayı 1861 yılında dolaşıma çıkarır. İç Savaşı finanse etmekte zorlanan Kongre ABD Hazinesine faiz getirisi olmayan vadesiz banknot ihraç etme yetkisi verir. Bu banknotlara, renkleri dolayısıyla "yeşil" adı takılır.
1913'te çıkarılan Amerikan Merkez Bankası Kanunu, Amerikan Merkez Bankasını (Federal Reserve Bank) ülkenin merkez bankası ilan eder. Banka, Amerikan Merkez Bankası Banknotları (Federal Reserve Notes) adlı yeni bir parayı dolaşıma sunar. "Tanrıya Güveniyoruz" (In God We Trust) ibaresi tüm banknotlar üzerinde kullanımı 1955'te kanunla zorunlu kılınmıştır.
Dolar Banknotları üzerindeki Amerika Birleşik Devletleri Başkanları
1 Dolar – George Washington
1 ABD Doları – George Washington
2 Dolar – Thomas Jefferson
2 ABD Doları – Thomas Jefferson
5 Dolar – Abraham Lincoln
5 Dolar – Abraham Lincoln
10 Dolar – Alexander Hamilton
10 Dolar – Alexander Hamilton
20 Dolar – Andrew Jackson
20 Dolar – Andrew Jackson
50 Dolar – Ulysses S. Grant
50 Dolar – Ulysses S. Grant
100 Dolar – Benjamin Franklin
100 Dolar – Benjamin Franklin
Dolar neden bu kadar önemlidir?
Birinci dünya savaşı sonrası dolar (FED) üzerinden dünya para dolaşım hakimiyetini ele geçiren ABD; II. dünya savaşı sonrası dünya petrol hakimiyetini de eline geçirmiştir. 1945'te başkan Harry Truman döneminde dünyada yürürlüğe sokulan Bretton Woods anlaşması sonrası dünya dövizlerinin ABD dolarına, doların ise altın karşılığına endekslenmesi öngörülmüş ve dolayısıyla Amerikan İmparatorluğu ile sembolleşen Amerikan Yüzyılı başlamıştır.
Aralık 1971 tarihinde Başkan Richard Nixon döneminde Bretton Woods anlaşması iptal edilmiştir. Bu şekilde 70'li yıllarda ABD'de uygulamaya geçirilecek Milton Friedman ve Friedrich Hayek'in başını çektiği neo – liberal / borç – tüketim serbest ekonomisinin bütün dünyada " güç ve kaynak ihtiyacını " büyük ölçüde karşılayacak karşılıksız dolar basımının yolu açılmış bulunmaktadır. 1973'de ortaya çıkan petrol krizi sonrası Arap petrolünün dolara yönlendirilmesi neticesi dolara talebin istikrarı sağlanarak petro- dolar kavramı ortaya çıkmış, Amerikan yüzyılı “yeni dünya düzeni” adı altında yeniden tanımlanmıştır.
Dolayısıyla dünyada en yaygın olarak kullanılan döviz para birimi olan dolar ABD’nin dünyayı kontrol altında tutmanın en önemli araçlarından birisi olarak görülmektedir. Kimilerine göre ABD’nin dünya ekonomisinde dolaşımda olan kanı olup, dolara kast etmek cana kasıt olarak algılanmakta, savaş nedeni sayılmaktadır.
Karşılıksız da olsa dolar basma yetkisi FED’te olup, bilinenin aksine FED ve dolayısıyla dolar devlet mülkiyetinde değil Wall-Street’in mülkiyetindedir. Doların mevcut statüsüne karşı girişimler Başkan Abraham Lincoln ve çok sonrası John F. Kennedy dönemlerine rastlamış olup, başkanların muğlak akıbetleri bugüne kadar dahi gizemlerini korumuş bulunmaktadır.
Bugün teorik olarak dünya da bitcoin furyasını da bünyesinde barındıran 900 Trilyon dolarlık Sanal Ekonominin 70 trilyon dolarlık Reel karşılığı vardır ve bilanço 830 Trilyon dolarlık dolarlık "Sanal Açık" vermektedir. Yine teorik olarak 900 Trilyon dolarlık Online işlem hacmini kapsayan " Sanal Paranın " %1 'i dahi nakte çevrilmek istense ortaya 9 Trilyon dolarlık devasa likit para ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Buzdağının görünmeyen yüzünü temsil eden, yasal ve akademik olarak henüz formatlanamayan bu sanal piyasalar ya kontrol altına alınamamış ya da alınmak istenmemiş ama sonuçta tüm dünya tabiri caiz ise " Kumarhaneye" dönmüş bulunmaktadır. Üstelik ABD'den Japonya'ya İtalya'dan İrlanda ve Güney Kıbrıs'a kadar tüm ülkelerin (GOP ülkeleri hariç ) sadece kamu borçlarının GSMH'ya oranları %100 ve üzerinde batağa saplanmışken "Bilanço Gereği" alacaklıların kim olduğu hususunda kamuoyunda hiçbir makul açıklama ortaya çıkmaması gerçekten çok ilginç bir durum arz etmektedir.
2008 mega krizi sonrası QE adı altında karşılıksız basılıp piyasalara sürülen trilyonlarca doların neredeyse yarısının global piyasalarda artık hakimiyeti eline geçiren Wall-Street merkezli finans tekellerinin kasalarına aktığı tespit edilmiştir. 1972 yılında Richard Nixon döneminde iptal edilen Bretton Woods'tan bu yana piyasalara karşılıksız sürülen ve kağıt maliyeti 6 cent olan doların dünya dolaşımındaki kümülatif miktarı ise ne tuhaftır ki kamuoyunda tam olarak bilinmemektedir.
Dünya parası konumuna gelmiş olan ABD doları Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin dış ticaretlerinde kullanmakta oldukları para birimidir. Türkiye iç piyasasında TL bazında üretmiş olduğu değeri dış ticaretinde cari açığı dahil dolar olarak karşılamak zorunda olup, USD/TL paritesi yani kuru enflasyonundan faiz oranlarına kadar ülkenin ekonomik hayatını tam anlamıyla belirleyici bir konumdadır.
Türkiye açısından hayati öneme sahip dolar (döviz) girişlerini 4 ana kalemde özetlemek mümkündür:
• Yabancılara mal / hizmet karşılığı elde edilen dövizler: İhracat, turizm, sigorta, taşımacılıktır.
• Cari Transferler yoluyla gelen dövizler: Hibeler, işçi havaleleri
• Yabancıların doğrudan yatırım yolu ile gelen dövizler: (istihdam yarattığı için en makbul kalıcı döviz kabul edilir), mal üreten : fabrika, işletmeler, hizmet üreten : banka, sigorta, taşımacılık, marketler, enerji vs’dir.
• Sıcak Para - Yabancıların TR’ye finansal kısa yatırım amacıyla getirdikleri dövizler : (Portföy ; BİST, DİBS, mevduatlar, yurt dışından alınan krediler ) …
• Net hata Noksan ( aynağı belli olmayan döviz girişleri)
SONUÇ :
Türkiye’de dolar ile karşılanması zorunlu kısa vadeli borçların tutarı bunun 40 milyar doları cari açık olmak üzere yaklaşık 210 milyar USD’dır. İhraç kaleminin dahi % 60’ının hammadde, yarı mamul, yakıt ve enerji gibi ithal girdiler olduğu göz önüne alındığında açık pozisyonu ise 450 milyar dolar civarındadır.
Ana döviz girdi kalemlerinden olan Turizm ; Rus uçağının düşürülmesi , AB ve özellikle Almanya ile ilişkilerin bozulmasından bu yana sorunlu durumdadır. Batı turistleri Antalya ve Bodrum bölgesi gibi güneş ve denizi seven turistler olup, Turizm tesisleri bu turist tipine göre şekillenmiş durumdadır. Batı turistlerine alternatif olarak gösterilen Çin ya da Japon turistleri ise güneş ,deniz değil Kapadokya bölgesi gibi kültür, tabiat seven turist tipi olup Batı turistlerini telafi edemez konumdadır.
Doğrudan yatırımcıların ana gövdesini oluşturan AB dolayısıyla Avrupalı yatırımcılar ile güven sorunu yaşandığı göz önüne alınırsa bu kalem şu aşamada iç açıcı durumda değildir. AB’nin hibelerini sınırlaması sembolikte olsa Avrupalı yatırımcıların gözünde prestij açısından olumsuz bir gidişat olarak algılanmaktadır. Net hata noksan kalemi ise Türkiye’nin başına zaman zaman ciddi sorunlar çıkarmaktadır.
Dolar girişi için bu aşamada geriye kalan en etkili alternatif sıcak para girişinin istikrarlı olarak sağlanması yönündedir. Sıcak para girişi, doların kontrolü ya da düşürülmesi için TCMB elinde politika faizi dışında daha etkili silah bulunmamaktadır. Faiz lobisi ya da dış mihrak bahane ya da refleksi temeli kapitalizme dayanan global ekonominin gerçeklerinden uzak duygusal tepkilerden öteye gidemediği gibi reel para politikasına da zarar verdiği görülmektedir.