Biyografiler.com : Her yaşam bir iz bırakır. | Türkiye'nin en çok okunan biyografi sitesine hoş geldiniz.
Diana Spencer

Diana Spencer

Doğum Tarihi: 01.Temmuz.1961

Ölüm tarihi: 31.Ağustos.1997

Diana Spencer kaç yaşında öldü : 36

Burcu: Yengeç

Meslek:

Doğum Yeri: Sandringham, Norfolk, İngiltere

Ölüm Yeri: Paris, Fransa

Gerçek adı Diana Frances Spencer’dır. Prens Charles’la olan evliliğiyle kraliyet ailesinin gelini olmuş, eşiyle olan anlaşmazlıkları, yardımseverliği, güzelliği ve aşklarıyla dünya basınının gündeminden düşmemiştir. 1997’de sevgilisi Dodi Al-Fayed’le geçirdiği trafik kazasında hayatını trajik biçimde kaybetmiştir.

Edward John Spencer ve Frances Spencer’ın en küçük kızı olarak 1 Temmuz 1961’de Sandringham, Norfolk, İngiltere’de dünyaya geldi. St. Mary Magdalene Kilisesi’nde, Percy Herbert tarafından vaftiz edilen Diana, İngiliz aristokrasisinin en güçlü ailelerinden birinin kızıydı. Spencer'lar, yüzyıllardır yöneten sınıfına yakınlıkları ve bağlılıklarıyla ünlüydü ve paha biçilemez sanat koleksiyonlarına ve görkemli kütüphanelere sahiplerdi. 18. yüzyıldan beri politika sahnesinde de varlık gösteren Spencer Hanedanı, majestelerine fevkalade sadıklardı. Diana’nın Elizabeth Sarah Lavinia Spencer, Cynthia Jane Spencer, John Spencer ve Charles Edward Maurice Spencer isimlerinde 4 kardeşi vardı.

Eşinden boşanan Frances Spencer, Diana’yı ve bir kardeşini daha yanına alarak Londra’daki Knightsbridge’de bir apartman dairesine taşındı. Aynı yılın noelinde babalarını görmeye giden Spencer kardeşleri Edward John Spencer annelerinin yanına göndermeme kararı aldı. Frances Spencer dava açsa da eski eşinin nüfuzu nedeniyle çocuklarını geri alamadı.

1975’te büyükbabaları 7th Earl Spencer, Albert Spencer’ın ölümünden sonra babaları, 8th Earl Spencer, yani yeni Lord olunca, Diana da Lady ünvanını kazandı ve Lady Diana Spencer oldu. 1976’da Edward John Spencer, romantik kitaplarıyla ün yapmış Barbara Cartland’ın tek kızı Raine, Countess of Dartmouth’la evlenince Diana için de İskoçya, Glasgow’a taşınan annesinin ve İngiltere’deki babasının evleri arasında gidip gelen parçalanmış bir yaşam başlamış oldu.

O dönem, West Heath Girls' School’a devam eden Diana, daha sonra Rougemont, İsviçre’de bulunan Institut Alpin Videmanette’e kaydoldu. O dönemde henüz 16 yaşında olan Diana, ileride eşi olacak kişiyi ilk kez ablası Lady Sarah’ın flörtü olarak tanıdı. Yüzmeyi çok seven ancak derslerinde başarılı olmayan Spencer, Londra’ya geri dönmeyi çok istiyordu ve ailesini bu konuda ikna etmeye çalışıyordu. Sonunda Diana’nın ısrarlarına dayanamayan aile kızlarının üç ev arkadaşıyla birlikte Londra’da bir dairede yaşamasına izin verdiler. Yemek yapmaktan nefret etmesine rağmen yemek kursuna ve Kensington’daki Madame Vacani's Dance Academy’ye giden Diana, daha sonra Young England Kindergarten Hemşirelik Okulu’nda iş buldu.

O dönem İngiltere’de genç Prens Charles’ın aşk hayatı basının gündemini en çok meşgul eden konulardan biriydi. Kraliyet ailesi, adı bir çok aristokratik kadınla anılan prensin evlenmesini istiyordu. Geleneklere göre Protestan olması ve Church of England’ın üyesi olması gereken gelinin soylu bir ailenin mensubu olması da tercih sebebiydi. Tüm bu özellikleri taşıyan Lady Diana ve Prens Charles’in evliliğine Spencer’lar ve Kraliyet Ailesi de sıcak bakıyordu. Çünkü bu evlilik İngiliz hanedanının gelecek planları ve milenyumun eşiğinde ciddi bir kimlik krizine düşen İngiliz halkının nostaljik düşleri için umuttu.

Sonunda 29 Temmuz 1981’de tüm dünya televizyondan da naklen verilen St Paul's Cathedral’inde gerçekleştirilen evlilik töreni için ekranları karşısına geçti. Yaklaşık bir milyar kişinin izlediği törende, henüz 20 yaşındaki gencecik Diana’nın utangaç davrandığı gözlerden kaçmadı. Dünya liderlerinin de davetli olduğu törende Diana, Canterbury Başpiskoposu'nun onayıyla Galler Prensesi oldu, gelecekteyse Birleşik Krallık tahtının kraliçesi olacaktı. Diana’nın babası o gün BBC kameralarına şu şekilde konuşmuştu:

Yüzyıllardır Spencer Ailesi'nin monarşiye değerli yardımları olmuştur. Eminim bugünden itibaren geleneğimizi Diana yaşatacak, şüphe gerektirmeyen sadakatiyle Kraliyet Ailesi'ne eşsiz hizmetlerde bulunacaktır.

Evlilikleri, çiftin çöpçatanları arasında sayılan Diana'nın büyükannesi Lady Fermoy ve birçok kişi için hayal kırıklığı yaratmıştı. Çünkü Charles, evlilikten tek beklentisi sevilmek olan Diana’nın isteklerini karşılayamıyordu. Kraliyet ailesinin kesin ve katı kuralları içinde bunalan Prenses, babasının annesini sevmeyi başaramadığından dolayı mutsuz bir çocukluk geçirmişti ancak evliliğiyle de bu zinciri kıramadığını anlamıştı. Aralarındaki 12 yıllık yaş farkının sorun yaratması kaçınılmazdı. Zira Diana 20'sinde kıpır kıpır bir kızdı. 32'sindeki Charles ise olduğundan daha yapılı ve hiç olmadığı kadar olgun gösteriyordu. Doğa, avcılık, atlar, polo, sanat ve felsefe üzerine kurulu bir hayatı olan ve oldukça ciddi konularla ilgilenen Charles’ın tam zıttı olan Diana, spordan, dört ayaklı yaratıklardan, derinleşen konulardan, protokol kurallarından ve duygularını saklamaktan nefret eden bir şehir kızıydı. Charles da Diana da yakın arkadaşlarına evliliklerinin öldüğüyle ilgili açıklamalarda bulunuyor, prensin eski sevgilisi Camilla Parker Bowles’la, Diana’nın da James Hewitt’le birlikte olduğu yazılıp çiziliyordu. BBC’de yayınlanan Panorama isimli programda bu ilişkiyi onaylayan prensesin adı , James Gilbey ve Barry Mannakee’le de anılıyordu.

Bu evlilikten Prens William (d.21 Haziran 1982) ve Galler Prensi Prens Henry (Henry Mountbatten-Windsor) (d.15 Eylül 1984) isimlerinde iki çocuk sahibi olan çiftin evliliği için kurtuluş görünmüyordu. Her gün yeni bir dedikodu ve skandalla çalkalanan kraliyet sarayı tüm bu magazin haberlerini kaldıracak yapıda değildi. 9 Aralık 1992 tarihinde ayrıldılar, 28 Ağustos 1996 tarihinde resmen boşanan çiftin ayrılıkları da evlilikleri kadar konuşulmuştu.

Prensesin Dodi Al-Fayed’le tanışması hayatındaki dönüm noktalarından biri olacaktı. Birlikteliklerini göz önünde yaşayan çift, 31 Ağustos 1997’de bir paparazzinin fotoğraflarını çekmek istemesi sonucu gerçekleşen kazada hayatlarını kaybettiler. Ölüm haberi tüm dünyayı derinden sarsan prenses, 6 Eylül 1997’de yapılan görkemli bir veda töreniyle defnedildi.

Prenses Diana, hayatının sonuna kadar çocuklara, evsiz insanlara ve aids hastalarına yardım etmiş, gönüllü olarak birçok çalışmanın içinde yer almış, Mother Teresa’yla da dost olmuştur. Elton John, Candle In The Wind isimli şarkısını prensese adamıştır.

Kaynak:Biyografiler.com