Biyografiler.com : Her yaşam bir iz bırakır. | Türkiye'nin en çok okunan biyografi sitesine hoş geldiniz.
Delibaş Mehmet

Delibaş Mehmet

Doğum Tarihi: ??.??.1883

Ölüm tarihi: ??.??.1921

Delibaş Mehmet kaç yaşında öldü : 38

Burcu:

Meslek:

Doğum Yeri: Alibeyhüyüğü, Çumra, Konya

Ölüm Yeri: Çumra, Konya

Delibaş Mehmet, 1883 yılında Konya'nın Çumra ilçesi, Alibeyhüyüğü kasabasında zaptiye yüzbaşısı Ali Ağa’nın oğlu olarak doğmuştur. Delibaş Mehmet büyüyüp, gençlik yıllarından sonra da Konya'nın Cumra ilçesinin Alibeyhöyüğü köyünün ağalarından oldu. Ömer adında lardeşi vardı. Delibaş Mehmet’in sülâlesi Osmanlı Askerî Teşkilatı’nın bir kolu olan ve 15. yüzyılda kurulan Deliller Birliği’ne mensup idi. Alibeyhüyüğü köyünde Delibaş sülâlesine “Mülâzımlar” denir.

Alibeyhüyüğü köyünce çiftçilikle meşgul olan Delibaş Mehmed, akranları ile Çanakkale harbine iştirak etmiş, sofu meşrep göründüğü için tabur imamı yanında hizmet görmüştü. Harp içinde bir ara köyüne gelen ve buradan emsalleri ile birlikte Dördüncü Ordu emrine sevkedilmek istenen Delibaş, köyün nüfuzlu şahsiyeti ve muhtarı olan Hacı Şıh’ın delâletiyle geri kalmış, altı ay sonra Hacı Şıh iflâs edip, malları haczedilince de Delibaş yüze gelmiş, yıldızı parlamış, köyün bir numaralı ağası olmuş.

II. Bozkır İsyanına katılan ancak Yarbay Arif Bey idaresindeki milli kuvvetlerin Alibeyhüyüğü’ne 28 Ekim 1919 tarihinde karargâh kurmasıyla oraya giren Çumra Nahiye Müdürü Nurullah Bey’in ricası üzerine affedilen Delibaş Mehmet, daha sonra Konya Valisi Haydar Bey’e takdim edildi ve nahiye idare meclisi üyeliğine seçildi. Bu mevkiye geçtikten sonra, eski hatalarını unutturmak için Haydar Bey’le sıkı dostluk, Kuvayi Milliye mensuplarıyla samimi ilişkiler kurdu.

Delibaş Mehmet, Konya’nın Obruk Köyü zenginlerinden Çakıroğlu’nun şakiler tarafından kaçırılan kızının takibine görevlendirildi ve yakalanmalarında önemli rol oynadı. Çumra ve havalisinin asayişinde de görevlendirilip, bunu sağlaması Vali Haydar Bey’in üzerinde de iyi bir etki bıraktı. Bunun üzerine kendisine cepheye giderek, milli kuvvetlere yardım etmek üzere 1884 ile 1889 doğumlulara kadar asker toplama yetkisi verildi. Ancak cephede denenmesi gerektiğini düşünen Kuvayi Milliye’nin önde gelen mensuplarının tam güvenini kazanamadı. Cahil, öğünmeği ve gösterişi seven, yeri geldiğinde zorbalık yapmaktan çekinmeyen kişilik özelliklerine sahip biri olarak tanındı.

Milli Mücadele'nin başlarında Konya Valisi Haydar Vaner'in verdiği yetkiyle, ilerleyen Yunanlılara karşı, Cumra ve Karaman köylerinden güç toplayarak bir çete oluşturdu. Bu sırada İstanbul Hükümeti, Anadolu halkının Milli Mücadeleye karşı olduğunu göstermek üzere kışkırtmalara girişti.

Hürriyet ve İttilaf partisinden Zeynel Abidin Hoca, Kuvayi Milliyecilerin din düşmanı olduğu söylentilerini yaydı. Bu kışkırtmalara uyan Delibaş Mehmet 2 Ekim 1920'de 500 kadar adamıyla Cumra'ya baskın düzenledi. Ardından, çoğunluğunu asker kaçaklarının oluşturduğu; Ilgın, Akşehir ve Karaman'daki ayaklanmacılarla birleşerek 3 Ekim 1920'de Konya'ya girdi.

Başta Konya Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı Sivaslı Ali Kemalli Hoca olmak üzere Kuvayi Milliye yanlısı pek çok kişiyi öldürdüler.

Konya'daki olaylar üzerine Ankara Hükümeti, İçişleri Bakanı vekili İbrahim Refet Bele Bey'i ayaklanmayı bastırmakla görevlendirdi. Refet Bey komutasındaki güçler, 6 Ekim 1920'de, Delibaş Mehmet'i bozguna uğratarak Konya'ya girdiler. Ardından Cumra, Bozkır, Karaman, Seydişehir ve Beyşehir ele geçirilerek ayaklanmacılar dağıtıldı. Ancak onlarca rütbeli asker, Kuvayı Milliyeci aileler ve hatta asilere katılmayan bazı yörüklerin aileleri öldürülmüş hatta ibret olsun diye halkın önünde sallandırılmıştı. İstiklal Mahkemesi bölgeye gelip en azılı asileri fenalık yaptıkları yerde astı. Toplamda 200 civarı asi idam edildi. Zorla kandırıldıkları tespit edilenler ise affedildi.

Konya isyanını müteakip Konya’ya gelen Atatürk sinirli ve üznündü. Şehrin ileri gelenleriyle belediye salonunda konuşurken elindeki yanar sigarayı bir aralık iki parmağı arasına almış ve ateşi parmakları arasında ezerek söndürmüş ve şöyle demişti: –Ateş nerede çıkarsa çıksın, iki parmağımın arasında böyle ezeceğim!…

Delibaş Mehmet Mersin'e kaçarak Fransızlara sığındı. Daha sonra İstanbul'a giderek Zeynel Abidin Hoca ile ilişki kurdu. Bir süre İzmir'de Yunan Ordusunda görev aldı. Ardından yeni bir ayaklanma başlatmak üzere Konya'ya gitti. Ancak affedilmek umuduyla, ayaklanmaya karışmak istemeyen adamları tarafından 1921 yılında Çumra'da öldürüldü.

Adamlarından iki kişi, Ankara tarafından affedilme karşılığında Delibaş Mehmet'in kellesini alıp köy köy gezdirdi. Ardından hükümete teslim etti. Delibaş Mehmet'in üzerinden iki Yunan pasaportu ve yüksek meblağda Yunan parası çıktı.

Delibaş Mehmet, 1921 yılında Konya Çumra’da 38 yaşında ölmüştür.

Kaynak:Biyografiler.com