Avam Kamarası anlaşmasız Brexit'i önleyecek tasarıyı onayladı
2019-09-05
Avam Kamarası anlaşmasız Brexit'i önleyecek tasarıyı onayladı.
İngiliz Parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarası, hükümetin Avrupa Birliği ile bir Brexit anlaşmasına varamaması durumunda, Brexit tarihini ertelemesini zorunlu kılan yasa tasarısını 4 Eylül 2019 tarihinde onayladı.
Avam Kamarasında 4 Eylül 2019 akşam yapılan oylamada anlaşmasız Brexit'i engellemek için muhalefetin gündeme taşıdığı yasa tasarısı 299'a karşı 327 oyla kabul edildi.
Tasarıya göre İngiliz hükümeti 19 Ekim 2019 tarihine kadar AB ile Brexit anlaşması sağlayamazsa veya anlaşmasız ayrılık için parlamentonun onayını alamazsa, AB'den Brexit için 3 aylık erteleme talep etmek zorunda olacak. Tasarı, AB'nin farklı tarih teklif etmesi durumunda da bunu kabul veya ret yetkisinin İngiliz hükümetinde değil parlamentoda olmasını öngörüyor. Tasarıda son anda yapılan değişikliğe göre, önceki başbakan Theresa May'in AB ile vardığı Brexit anlaşmasının güncellenmiş şeklinin de parlamento tarafından oylanması gerekecek.
Başbakan Boris Johnson, milletvekillerinin Brexit sürecine müdahil olmasını engellemek için geçen hafta 9 Eylül-14 Ekim 2019’da parlamentoyu tatil etme kararı almıştı. Bunun üzerine çalışmalarını hızlandıran muhalefet partileri, iktidar partisindeki 21 muhalif milletvekilinin de desteğiyle dün parlamento gündemini belirleme yetkisini hükümetten kendi ellerine almıştı.
Muhalefet partileri anlaşmasız Brexit'i önlemeye dönük tasarıyı 4 Eylül 2019 Çarşamba günü parlamentoya sunmuştu. Tasarı, Avam Kamarasındaki bütün aşamaları tamamlayıp kabul edilerek parlamentonun üst kanadı Lordlar Kamarasına sevk edildi. Lordlar Kamarasının da tasarıyı yarın hızla gündemine alıp onaylamasının ardından, tasarının cuma günü yasalaşması bekleniyor.
İngiltere’de Başbakan Boris Johnson ve hükümeti, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) çıkış sürecinin (Brexit) takviminin kontrolünü kaybetti ve Çarşamba günü Avam Kamarası'nda anlaşmasız ayrılık seçeneğinin elinden alınması sonrası erken seçim oylamasını da kaybetti.
Bu gelişmelerden bir hafta önce hükümet, Parlamento'nun Ekim ayı ortasına kadar tatile girmesini önermişti. Boris Johnson'ın parlamentoyu askıya alması İngiltere'de gazete manşetlerinde: 'Demokrasiye hakaret' olarak yorumlandı.
Kraliçe II. Elizabeth tarafından onaylanarak yürürlüğe giren bu öneri, muhalifler tarafından "darbe" olarak nitelendirildi.
Parlamento da karşı hamle olarak, muhalefet partileri ve hükümetin Brexit politikalarına karşı çıkan bazı Muhafazakar Parti milletvekillerinin desteğiyle sürecin işleyişine ilişkin takvimin kontrolünü ele aldı.
Bunun karşılığında da Boris Johnson, genel seçim çağrısı yaptı ve muhalefetle birlikte hareket eden Muhafakazar Parti'nin 21 milletvekilini ihraç etti. Ancak Boris Johnson'ın erken seçim çağrısı da Avam Kamarası'nda gerekli çoğunluğu alamadı. Parlamento'da Salı günü yapılan oylamayı hükümet kanadı 301'e karşı 328 oyla kaybetti. Bu oylama, Brexit sürecinin işleyeceği takvimi belirleme yetkisini hükümetten alarak, milletvekillerine verdi.
Böylece, milletvekilleri, anlaşmasız bir Brexit olmasının önüne geçecek bir yasal düzenleme yapma fırsatı elde etmiş oldu. Milletvekilleri bu fırsatı dün yapılan oylamayla kendi taraflarına çekmiş oldu ve anlaşmasız Brexit'in önüne set çekildi.
Söz konusu yasa tasarısı, Muhalefet partisi vekilleri ve Muhafazakar Parti'de isyan bayrağı açan vekillerin desteği ile 299'a karşı 327 oyla Avam Kamarası'nda kabul edildi.
Aralarında muhalif milletvekillerinin yanı sıra, iktidardaki Muhafazakar Parti milletvekilleri ile eski bakanların da bulunduğu isimlerin desteğiyle geçen tasarının yasalaşma süreci devam ediyor.
Bu sürecin, Parlamento'nun Boris Johnson'ın talebiyle tatile gireceği 9 Eylül'e kadar tamamlanması gerekiyor. Tasarı, dün gece Lordlar Kamarası'na gönderildi. Lordlar Kamarası, tasarıyı gündeme almayı kabul etti ve en geç yarın akşam saatlerine kadar onaylama taahhüdünde bulundu. Yasa, daha sonra yürürlüğe girmek üzere onaylanmak için Kraliçe II. Elizabeth 'e gönderilecek.
İngiltere'nin 31 Ekim'de AB üyeliğinden ayrılması öngörülüyor. Ancak halen bu ayrılığın ardından gümrük, ticaret, serbest dolaşım gibi birçok alandaki düzenlemelerin nasıl yapılacağını belirleyen herhangi bir anlaşmaya varılmış değil.
Birçok kişi, AB ile yeni bir anlaşma yapmak için zaman kalmadığını düşünüyor. Ayrıca çok sayıda milletvekili, Brexit'in anlaşmasız olması halinde bunun İngiliz ekonomisi ve gıda ile tıbbi malzeme tedarikini olumsuz etkilemesinden endişe ediyor.
Yasanın kabul edilmesi halinde ve İngiltere'nin 31 Ekim'e kadar AB ile herhangi bir anlaşmaya varamaması durumunda, Brexit'in 31 Ocak 2020'ye kadar ertelenmesi öngörülüyor.
Başbakan Johnson, ilk oylamanın hemen ardından yaptığı konuşmada, anlaşma olmaması halinde Brexit'in ertelenmesini öngören yasanın geçmesi durumunda genel seçime gidilmesi çağrısı yaptı.
Avam Kamarası'nda dün anlaşmasız Brexit'in oylamayla engellenmesinden hemen sonra Johnson 15 Ekim'de genel seçime gidilmesi teklifinde bulundu. Ama Boris Johnson aynı gün içindeki ikinci kaybını da bu oylamada yaşadı.
Yapılan oylamada, gerekli olan 434 oyun çok altına kalındı. 298 üyenin "kabul" oyuna karşı, 56 "hayır" oyu kullandı.
Johnson, muhaliflerin anlaşmasız Brexit'in yaratacağı olumsuz etkileri çok fazla abarttığını ve yeni bir anlaşma yapmak için halen zaman bulunduğunu öne sürüyor.
Johnson, anlaşmasız Brexit'i engelleyen yasanın görüşmelerin "kontrolünü AB'ye teslim edeceğini" ve "daha fazla kararsızlık, daha fazla gecikme ve daha fazla kafa karışıklığı" yaratacağını söylemişti.
Hükümet ayrıca, Brexit takviminin Parlamento'nun kontrolüne verilmesine ilişkin oylamada muhalefetle birlikte hareket eden 21 milletvekilini de Muhafazakar Parti'den ihraç etti. İhraç edilen isimler arasında Johnson'un büyük hayranlık duyduğu eski Başbakan Winston Churchill'in torunu Sir Nicholas Soames de yer alıyor.
İngiltere'de başbakanların istedikleri zaman genel seçime gitme yetkisi bulunmuyor.
Bununla birlikte, anlaşma sağlanamaması ve AB üyeliğinden çıkışı erteleyen yasanın geçmesi halinde, hükümetin erken seçime gidilmesini öngören bir oylama istemesi bekleniyor.
Erken seçime gidilmesi için milletvekillerinin üçte ikisinin oyu gerekiyor.
Muhafazakar Parti'nin şu anda Parlamento'da çoğunluğu bulunmuyor. Bu nedenle erken seçime gidilmesi için İşçi Partisi'nin de bu oylamaya destek vermesi gerekiyordu.
Ama İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn'in yaptığı açıklamada, "Önce anlaşmasız (Brexit'i) rafa kaldıran yasayı geçirin, sonra seçim olabilir" dedi. Parti yetkilileri, Corbyn'in seçime onay vermesi için anlaşmasız Brexit'in sadece Avam Kamarası'ndan geçmesi değil, yasalaşma sürecinin tamamlanmasını ön koşul olarak gördüğünü ifade ediyor.
Üst düzey bir milletvekili BBC'nin Siyaset Editörü Laura Kuenssberg'e, Corbyn'in Boris Johnson'ın 31 Ekim'den önce seçime gitmesine izin vermeyeceğini söyledi.
Johnson, erken seçim önerisinin reddedilmesinin ardından yaptığı konuşmada, Corbyn'i "tarihte erken seçim istemeyen ilk ana muhalefet lideri" olarak tanımladı.
İngiltere'de hükümet, Kraliçe II. Elizabeth'ten, Eylül ayında tatilden dönerek çalışmaya başlaması planlanan Parlamento'yu askıya almasını talep etmiş ve bu talep onaylanmıştı.
Buna göre, Parlamento'nun 9 ile 12 Eylül arasında bir tarihte askıya alınması ve 14 Ekim'de tekrar çalışmaya başlaması öngörülüyor.
Ancak Başbakan Johnson, Brexit dışındaki alanlarda yasal düzenlemeler yapmak istediğini söylemişti. Muhalefet, bu kararı 'Britanya usulü darbe' olarak nitelendirmiş ve hükümeti anlaşmasız bir Brexit'in engellenmesine yönelik çabaları baltalamakla suçlamıştı.
Bu gelişmelerin ardından hem muhalefet hem de bazı Muhafazakar Parti milletvekilleri, yeterli çoğunluğu sağlayıp, Brexit takviminin kontrolünü hükümetten alarak parlamentoya veren bir düzenlemeye gitti.
Anlaşmasız bir Brexit olma ihtimali, oldukça azalmış görünse de genel seçime gidilmesi olasılığı da artmış görünüyor. Ancak bunun nasıl olacağı ise başka bir konu.
BBC'nin Siyaset Editörü Laura Kuenssberg, "Başbakana yakın bazı kişiler, krizden fırsat çıkabileceğine inanıyor. Böylece, Muhafazakar Parti'nin Brexit konusunda çok net mesaj vererek, 2016'daki Brexit referandumunun yarım bıraktığı işi bitirebileceklerini düşünüyor" dedi.
Bu krizin sonunda, erken seçime gidilmesi halinde Johnson ve Muhafazakar Parti'nin çoğunluğu elde etmesi durumunda, anlaşmasız Brexit kararı yeniden hükümetin eline geçmiş olacak.
Ancak İşçi Partisi'nin seçimleri kazanması halinde ise İngiltere çok farklı bir yola girecek.
Aynı zamanda hiçbir partinin ya da ittifakın çoğunluğu elde edemediği bir senaryo da imkan dahilinde. Bu durumda ise İngiltere çok daha büyük bir kararsızlık sürecinin içine girecek ve Brexit krizi devam ettikçe kutuplaşma da artacak.