Biyografiler.com : Her yaşam bir iz bırakır. | Türkiye'nin en çok okunan biyografi sitesine hoş geldiniz.

Waterloo Muharebesi


Waterloo Muharebesi

16-18 Haziran 1815 tarihlerinde gerçekleşen, Fransa İmparatoru Napolyon Bonapart'un mutlak yenilgisiyle sonuçlanan ve Avrupalı güçler arasında 23 yıldır süren silahlı mücadelenin sonunu getiren muharebe.

Muharebe İngiltere-Prusya ittifakı ile Fransa arasında, Belçika'nın Waterloo kasabası yakınlarında gerçekleşmiştir.

Fransa monarşisinin yeniden kurulduğu bu muharebe sonrasında, Napolyon Bonapart 1821 yılında öleceği Saint Helena Adasına sürgüne gönderildi.

Waterloo savaşı, I. Dünya savaşı öncesinde yaşanmış son kesin sonuçlu ve büyük savaştır. Napolyon Bonapart ve yenilmez ordusunun bu savaşı nasıl kaybettiği halen günümüzde tartışılmaktadır. Fakat tarih şundan emin ki eğer Napolyon Bonapart, Waterloo savaşını kazansaydı bambaşka bir dünya tarihi yaşanmış olacaktı.

Napolyon Bonapart ve efsanevi ordusu etrafa korku salıyor ve savaş kaybetmiyordu. Önüne çıkan orduyu devirip istediği yeri fetheden ordu tarih yazıyordu. Fakat, Napolyon Bonapart kış mevsiminde Rusya’ya girmeye çalışmış ve malum sonuçla karşılaşmıştır. Rusya seferinde hezimete uğrayan Napolyon ordusunun büyük bir kısmını kaybetmiştir. Bir yandan Rusya seferinin başarısızlığı bir yandan da artan vergiler halkı hükumete karşı kışkırtmış ve Napolyon’a karşı hükumet darbesi girişimleri oluşmaya başlamıştır. Her ne kadar bu darbe girişimleri bastırılmış olsa da, Rusya Seferi hezimeti ve iç karışıklıklar koalisyon kuvvetlerini oldukça cesaretlendirmiştir. Ekim 1813’de Leipzig Muharebesi yaşanmış ve Napolyon Bonapart burada koalisyon güçleri tarafından yenilgiye uğratılmıştır.

Leipzig muharebesi iktidarın sonunu iyice getirmeye başlamıştır. 1814 yılında düşman Paris kapılarına dayanmış ve Napolyon Bonapart Elba adasına sürgüne gönderilmiştir. Elba adasından kaçıp ülkeye dönen Napolyon, halkın desteğiyle birlikte tekrar güç kazanmış ve ikinci kez tahta çıkmıştır.

Bu dönemde savaş Napolyon Bonapart’un istemediği bir şeydi. Mali durum elverişli değil ordu da hazır değildi. Prusya’ya ve İngiltere’ye barış teklif etmiştir fakat bu ülkeler teklifi kabul etmemişlerdir. Napolyon Bonapart’un barış sırasında güçlenip tekrar işgallere başlayacağından çekinmişler ve güçsüz Napolyon’u bitirmek istemişlerdir. Bu düşüncenin ardından İngiltere, Prusya ve İsveç hemen birleşmişlerdir.


Orduların başına Wellington dükü Arthur Wellesley, Prusyalı General Von Blucher ve İsveçten Napolyonun kişisel düşmanı Bernadette atanmıştı. Napolyon Bonapart hücumda ne kadar usta bir generalse, Wellington dükü Arthur Wellesley de savunmada o kadar ustaydı. Koalisyon güçlerinin komutası kendisine verilmişti.

Arthur Wellesley'in, savaştan bir gün önce kaldığı yerin ismini savaş ismi yapma alışkanlığı vardı. Wellesley savaştan bir gün önce Waterloo’da kaldığı için savaşın ismini Waterloo savaşı koymuştur. Aslında savaş Waterloo’ya 2 km uzaklıkla bir kasabada gerçekleşmiştir.

Savaşta ilk İngilizler vardı. Napolyon Prusya orduları gelmeden İngilizleri yenilgiye uğratmak için saldırıyordu fakat saldırı bir türlü başarılı olamıyordu. İngilizler çok iyi savunuyorlardı. Prusya ordusunun da gelmesiyle birlikte hücum emri veren İngilizler, Fransız ordusunu oldukça korkutmuş ve geri çekilmelerini sağlamıştı. Napolyon kaçarken top hücumunu denedi fakat bu da başarılı olamadı Fransız ordusu çoğunlukla kendi askerlerini vurdu. Askerler kaçarken Napolyon Bonapart’a “Nereye gideceğiz?” diye sorduklarında Napolyon: “Paris’e. Gerisini Tanrı bilir”. Diye cevap verdi. Müttefikler savaşı kazanmıştı. Napolyon Paris’e döndüğünde yakalandı ve St. Helena adasında sürgüne gönderildi. Napolyon, 5 Mayıs 1821’de sürgündeyken hayata gözlerini yumdu.