Özgürlük Heykeli
Özgürlük Heykeli
Tüm dünyanın Amerika'ya ait olduğunu zannettiği Özgürlük Anıtı'nın aslında Osmanlı'nın parasıyla ve emriyle yapıldığını biliyor muydunuz?
Mısır'ın Port Said Limanı'na dikilmek üzere Fransız Heykeltraş Frederic Auguste Bartholdi'ye sipariş edilen anıtın bedeli Sultan Abdülaziz Han tarafından peşin ödenmişti. Hem de 'elinde doğudan yükselen ışığı simgeleyen meşale ve Osmanlı Sultanı'nı simgeleyen yedi sivri uçlu tacı olsun" denilerek…
30 Kasım 1854. Sultan I. Abdülmecit dönemi. Mısır, Osmanlının bir eyaleti. İçişlerinde bağımsız dışişlerinde Osmanlı sultanına bağlı. Mısır Valisi Said Paşa dünyanın en büyük kanallarından biri olan Kızıldeniz ve Akdeniz'i birbirine bağlayan Süveyş Kanalı projesini hazırlatıp onaylaması için Sultan I. Abdülmecit'e sunuyor. Said Paşa tasdik gecikince projenin gerçekleşmesi için gerekli şirketin kurulmasını emrediyor. Projeyi onaylamadan vefat eden I. Abdülmecit Han'ın yerine geçen Sultan Abdülaziz ise denizciliğe önem verdiği için zaten başlamış olan proje için gerekli onayı ve parayı hemen veriyor. İşte o proje içinde bir de heykel bulunuyor.
Doğunun medeniyet ışığından batıyı da faydalandırdığını anlatmak üzere elindeki meşaleyle yüzünü batıya dönecek bir heykel. O heykel yapılıyor ama konulduğu yer Mısır olmuyor. Evet tahmin ettiğiniz gibi ama önce hikayenin başına dönelim.
Said Paşa'nın hazırladığı Süveyş Kanalı Projesi'nin arkasında Fransa önünde de -bir engel olarak- İngiltere duruyordu. Zira Akdeniz ve Hindistan'daki İngiliz hâkimiyetini sona erdirebilecek bu kanal Osmanlının malî gücünün yanında denizlerdeki gücünün de artmasına sebep olacaktı. Bu yüzden İngiltere Sultan I. Abdülmecit Han'ı projeyi reddetmesi için sürekli baskı altında tutuyordu. Said Paşa bu sebeple Sultan Abdülmecid'in tasdikini beklemedi. 30 Kasım'da Fransız mühendise gereken izni verdi. Fransız sermayesiyle kurulan şirketin hisse senetlerinin tamamı satılınca İngiltere Osmanlıya baskılarını daha da artırdı.
Sultan I. Abdülmecit ise Said Paşa'nın projesini yıllarca bekletti. Sultan projenin kendisine gelişinden yedi sene sonunda Ihlamur Kasrı'nda veremden vefat ettiğinde proje hala onay bekliyordu. Ancak onaylanmasa da ağır aksak ilerlemeye devam ediyordu. İki sene sonra Said Paşa da anîden vefat etti. Yerine geçen Hidiv İsmail Paşa ise İngiliz taraftarıydı. Fakat bu kanalın Mısır için hayatî önemini fark etmekte gecikmedi ve işe dört elle sarıldı.
Sultan I. Abdülmecit'in vefatıyla Osmanlı tahtına geçen Sultan Abdülaziz Han'a da İngiliz baskıları devam etti. Ama İngilizlerin unuttuğu bir şey vardı ve Abdülaziz Han donanma ve denizciliğe çok önem veriyordu. Sultan 19 Mart 1866'da yayınladığı fermanla kanala izin vererek projeyi tasdik etti. Bununla da kalmayıp Mısır'ın kanal için yaptığı dış borçları devlet garantisi altına alarak kanal şirketi hisselerine de bizzat kendisi oldukça yüklü paralar yatırdı.
Said Paşa ile kanalın mühendisi Ferdinand de Lesseps arasında 1854'te yapılan anlaşma maddelerinde bir de heykel projesi vardı. Süveyş Kanalı'nın Akdeniz'e açılan sahillerinde bulunan Port Said şehri limanına dikilecek olan dev bir kadın heykeli. Bu heykel hem Osmanlıyı hem Mısırı temsil edecekti. Bu yüzden Mısır'ı temsîlen firavunlar dönemi kıyafetlerini giymiş kadın heykelinin başında 7 iklimin padişahı olan Osmanlı Sultanını temsîlen 7 kıta ve 7 denizi simgeleyen 7 sivri uçlu bir taç olacaktı. Elinde de bir meşale tutacaktı. Sultan Abdülaziz Han heykelin yüzünün batıya dönük olmasını istedi. Zira elindeki ışığı doğudan batıya götürdüğünü ışığın medeniyetin uygarlığın doğudan yükselip batıyı aydınlattığını simgelemesini istiyordu padişah. Heykelin parası da bizzat Sultan Abdülaziz tarafından ödendi.
Sipariş Fransa'nın meşhur heykeltıraşlarından Frederic Auguste Bartholdi'ye verildi. Frederic Auguste Bartholdi Fransa'daki atölyesinde çalışmalara başladı. Heykelin bakır ve çelikten oluşan iskeletini ve mühendislikle alâkalı kısımlarını Paris'teki kendi adıyla anılan kuleyi yapan Gustave Eiffel ile birlikte tamamladı.
Heykele Singer dikiş makinelerinin kurucusu Isaac Singer'in dul eşi Isabelle Eugenie Boyer modellik yaptı.
Said Paşa'nın ölümünden sonra yerine vali olan Hidiv İsmail Paşa bu heykelin Müslüman Mısır halkı arasında hoşnutsuzluğa sebebiyet vereceğini söyleyerek mühendis Ferdinand de Lesseps'e heykelin Mısır'a getirilmemesi talimatını verdi. Mühendisin Hidiv İsmail Paşa'yı ikna çalışmaları fayda vermedi. Nihâyet Kasım 1854'te yapımına başlanılan Süveyş Kanalı'nın Kasım 1869'da açılışı yapıldı. Dünyanın dört bir yanından gelen binlerce insanın katılımıyla oldukça görkemli fakat heykelsiz bir açılış oldu. Çünkü heykel Fransa'da kaldı. Frederic Auguste Bartholdi'nin bu muhteşem eseri Fransa'daki bir depoda yapayalnız akıbetini beklemeye başladı.
O yıllar Amerika ile Fransa'nın dostluk yıllarıydı. Karşılıklı hediyeleşmeler sırasında Paris'te kurulan Fransız-Amerikan dostluk grubunun başkanı Edouard Rene Lefebvre de Laboulaye'den Fransız hükümetine bir teklif geldi: Amerika'ya devasa bir heykel hediye edilsin! İkna edilen Fransız hükümeti bu heykel için Frederic Auguste Bartholdi'yi görevlendirdi. Frederic Auguste Bartholdi'nin eseri zaten hazırdı. Fransa Hükümetinin istediği heykel elindeki meşaleye kadar Mısır için hazırlanan heykele benzerlik arzediyordu. Fransa hükümetinden gelen talimata göre heykel sol elinde "hukuku temsîlen bir kitap" tutacak sağ elinde de "Dünyayı aydınlatan özgürlüğün sembolü bir meşale" olacaktı. Yani neredeyse Fransa tarafından istenen heykel Abdülaziz Han için hazırlanan heykelin aynısıydı. Sadece küçük bir iki değişikliğe ihtiyaç vardı. Frederic Auguste Bartholdi heykelin yüzünü tamamen değiştirdi ve annesi Charlotte'nin yüzünü işledi.
Özgürlük Heykeli Fransa tarafından kuruluşunun 100. yılı münasebetiyle Amerika'ya 10 yıl gecikmeyle hediye edildi. Heykeltraş heykeli 350 parçaya bölerek İsere adındaki bir Fransız gemisiyle Amerika'ya taşıdı.
New York’ta, bu arada heykelin kaidesinin yapımı için bir bağış kampanyası başlamış, ilk bağışı Macar göçmeni olan, New York’ta ‘World’ adında bir gazete çıkartan Joseph Pulitzer yapmış ve kaide için 100 bin dolar vermişti. Macar göçmeni gazeteci, daha sonra gazetecilikte dünyanın en büyük ödülü sayılan ‘Pulitzer ödülü’nün de isim babası olacaktı.
New york limanındaki adalardan birine daha önce görmeye geldiği Özgürlük Adası'na kaidesini Richard Morris Hunt'un hazırladığı yere 4 ay içinde monte etti. Kaidenin inşasından sonra sıra heykelin dikilmesine ve resmi açılışa geldi. Frederic Auguste Bartholdi, New York’a yanına bu defa Süveyş Kanalı’nın mühendisi ve heykelin fikir babası olan Ferdinand de Lesseps’i de alarak gitti ve 28 Ekim 1886 da açılışını bizzat kendisi yaptı. Heykelin sol elindeki kitap üzerinde Bağımsızlık Bildirgesi'nin ve Amerika'nın kuruluşunun tarihi 4 Temmuz 1776 yazıyor.
Heykel 1886 dan beri de Amerika'nın New York adalarından birinde bulunuyor. Ve yüzü Sultan Abdülaziz Han'ın isteğinin tam aksine doğuya bakıyor. Lâkin güneş ışığı hâlâ doğudan yükseliyor ve her sabah Özgürlük Heykeli'nin yüzünde parlıyor.