Biyografiler.com : Her yaşam bir iz bırakır. | Türkiye'nin en çok okunan biyografi sitesine hoş geldiniz.

Demirkubuz’un ‘Kader’i ‘Takva’nın elinde

2006-09-24

Altın Portakal’da bugün herkes ‘Takva’yı konuşuyor. ‘Herkes’ten kasıt, festivali takip edenler elbette. Neredeyse rakipsiz gözüken Demirkubuz’un ‘Kader’i tehlikeye girdi (mi acaba?)

Türk Sineması’nın az sayıda yeni ustalarından Zeki Demirkubuz’un son filmi ‘Kader’ merakla beklenmiş, iştahla seyredilmiş, şehvetle sevilmişti. ‘Kader’de Demirkubuz, 97’de çektiği enfes ikinci filmi ‘Masumiyet’te Haluk Bilginer’in uzun uzun anlattığı geçmişe eğiliyor, karakterleri ve yaşamış oldukları olayları detaylandırıyor. Yönetmen Özer Kızıltan’ın, Önder Çakar’ın senaryosundan başarıyla beyazperdeye aktardığı ilk uzun metraj filmi ‘Takva’yı görene kadar, neredeyse rakipsizdi ‘Kader’.

Zeki Demirkubuz’un, aşka dair herşeyi en sert şekilde anlattığı filmi ‘Kader’, ustanın başyapıtı. ‘Masumiyet’te -belki biraz istemeden de olsa- Güven Kıraç’ın canlandırdığı karakter öne çıkmıştı. Asıl ‘derin’ geçmişin sahibi Bekir (‘Masumiyet’te Haluk Bilginer) ve onun uğruna herşeyden vazgeçtiği karşılıksız aşkı Uğur (‘Masumiyet’te Derya Alabora), trajik hikayelerini ‘Kader’de, ilk tanıştıkları günden bugüne bizimle paylaşıyorlar. (Olayı günümüzde geçiyor gibi vermiş yönetmen.)

Gerçekten aşkı tanıyanların ve koşulsuz aşık olanların filmi bu. Uğur’u canlandıran genç oyuncu (geçen senenin Altın Portakallısı) Vildan Atasever’e rağmen, kesintisiz akıyor film. Filmdeki ‘ağzı bozukluk’ rahatsız edici boyutta, ancak tam da olması gerektiği gibi. Demirkubuz’un, kenar mahalleleri ne kadar iyi tanıdığının da bir göstergesi adeta. Bu ‘acımasız’ dili yekten kabul ettiğinizde, Demirkubuz mükellef bir ziyafete davet ediyor seyirciyi. Film bittiğinde midenizde hissedeceğiniz yumruk hissi, garanti sertifikalı!

Daha önceden, çektiği kısa filmleriyle (Dikkat Fare Var, Sıkıntı, Son Karar, Gözlerin Yeşilçamın Son Yangını) tanıdığımız Özer Kızıltan, ilk uzun metraj çalışmasında, heybetli bir filmle çıkıyor karşımıza: ‘Takva’. İnanan insanın içindeki ‘Allah korkusu’ demek kısaca ‘Takva’. Film, önemli senaristlerimizden -Yeni Sinemacılar’ üyesi- Önder Çakar’ın nitelikli senaryosu üstüne bina oluyor. Çakar, kameranın iki tarafında da rol almış deneyimli bir sinema adamı, yalnız senarist demek çok yanlış olur. Kendisi bu filmin yapımcılarından aynı zamanda...

Sağlam bir senaryonun ne denli önemli olduğuna, üç beş yaratıcı fikrin bir film meydana getirmeye yetmediğine, olumlu bir örnek ‘Takva’. Toronto’dan da taze ödülle dönmüş olan film, sinematografik anlamda herhangi bir kusura sahip değil. Görüntü yönetimi, kurgu, müzik seçimi harika. Oyunculuklar en üst düzeyde; özellikle Erkan Can, aşmış oyunculuğun ‘öte âlem’ine.

‘Kader’de Bekir’i canlandıran genç oyuncu Ufuk Bayraktar’la kıyasıya bir rekabet yaşanacağı belli, En İyi Erkek Oyuncu dalında. Gerçi Can zor bırakır ‘portakal’ın ucunu...