Çetin Altan hayatını kaybetti
2015-10-22
Çetin Altan hayatını kaybetti
Ünlü gazeteci ve yazar Çetin Altan hayatını kaybetti.
Türk basın dünyası ve edebiyatının duayen ismi Çetin Altan, 22 Ekim 2015 tarihinde İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede 88 yaşında hayatını kaybetti.
Çetin Altan, gazetecilik ve yazarlığının yanı sıra 1965-69 yılları arasında Türkiye İşçi Partisi milletvekili olarak TBMM'de yer almıştı.
Gazeteci ve yazar Ahmet Altan ve akademisyen Mehmet Altan'ın babası, duayen gazeteci Çetin Altan Haziran 2015 ayında rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılmış, tedavisinin ardından taburcu edilmişti.
Telefonla ulaşılan oğlu Mehmet Altan, ağlamaklı bir sesle " Maalesef babamı kaybettik" dedi.
Çetin Altan, Haziran, 2015'te Cumhuriyet için kaleme aldığı "Hayal ettiğim ülke bu değildi" başlıklı yazısında "Torunlarımıza bırakmayı hayal ettiğimiz ülke bu değildi. Artık anlaşılıyor ki ülkeme demokrasinin geldiğini göremeden ayrılacağım bu dünyadan" demişti.
Çetin Altan’ı son yazılarından biriyle uğurlarken başta oğulları Ahmet Altan, Mehmet Altan ve kızı Zeynep Bakan olmak üzere bütün ailesine, sevdiklerine başsağlığı diliyoruz. Anısı önünde saygıyla eğiliyor, onun özlediği ülkeyi özleyerek, enseyi karartmadan, umutla yazmaya, konuşmaya, çalışmaya devam sözü veriyoruz.
Hayal ettiğim ülke bu değildi
"Artık anlaşılıyor ki ülkeme demokrasinin geldiğini göremeden ayrılacağım bu dünyadan.
Torunlarımıza bırakmayı hayal ettiğimiz ülke bu değildi. Gene de bir hayal kırıklığı yaşamıyorum. Menzil-i maksuda ulaşılamasa da çok yol katettik.
Bir ömür, sadece amaca ulaşmak için harcanmaz. O amaca doğru atılacak bir iki adıma yardımcı olmak için de harcanır.
Yaralı bir devi ayaklarının üstüne koyabilmek için kuşak kuşak o devi sırtımızda taşıdık. Yaralarının iyileşeceğine, o devin ayaklarının üstünde duracağına olan inancımı hiç kaybetmedim. Bir gün bu ülke ayaklarının üstünde duracak. O zaman da, masaldaki gibi “sihirli kedinin çizmelerini” giyerek amacına doğru uçarak gidecek.
Biz torunlarımıza istediğimiz ülkeyi bırakamıyoruz.
Ama siz uğraşırsanız, mücadeleden vazgeçmezseniz, dünyadan ayrılırken “torunlarımıza istediğimiz ülkeyi bırakıyoruz” deme mutluluğunu siz tadabilirsiniz.
Hayallerinizden, ümitlerinizden, mücadelenizden vazgeçmeyin.
Amacınıza ulaşamazsanız da, bu amacı gelecek kuşaklara devretseniz de, kozmosla son hesaplaşmanızda, “daha iyi bir dünya için biz de fena mücadele etmedik” diyebilirsiniz.
Bu da az şey değildir. Buruk da olsa, yorgun gözlerinizde bir tebessüm yaratır.
O tebessümlerin çoğalması da elbet bir gün kurtarır bu ülkeyi.
Enseyi karartmayın."
(25 Haziran 2015 Cumhuriyet)