The Beach (2000)

Film Özeti

Turist bir yeri ziyaret eder ve oradan, sadece biraz dinlenmiş veya eğlenmiş olarak döner. Seyyah ise dolaştığı yerleri belki de hayatı değişsin, oralardan bir şeyler sonsuza dek kendisiyle kalsın diye gider. Gerçek bir şeyleri bulma arzusu, Amerikalı genç bir seyyah olan Richard'ı da (Leonardo DiCaprio), aklında macera düşünceleriyle Tayland'a getirir. Seyahat etmek onun için gezmek değil, tecrübe kazanmak anlamına gelmektedir. Richard, Bangkok'taki ucuz bir otelde bir Fransız çiftle tanışır. Orada tanıştığı biri daha vardır, yılların, güneşin ve uyuşturucunun mahvettiği bir seyyah olan Daffy (Robert Carlyle). Biraz kaçık ve paranoyak olan bu adam Richard'a gizli bir adadan, "dünya üzerindeki cennet"ten sez eder. Ertesi gün de Richard'ın odasının kapısı altından adanın bir haritasını bırakır. Richard bir an duralar ve kararı verir: Belki de ne olduğunu henüz keşfedemediği ama hayatı boyunca aradığı şey, bu adadadır.

Modern teknolojinin yarattığı bilgisayarlar, video oyunları, cep telefonları, internet... Tüm bunlar hayatımızı daha eğlenceli hale getirip iletişim kurmamızı sağlamak için. O halde daha iyi iletişim kurabilmemizi sağlayan bu araçlar neden kimi zaman kendimizi daha yalnız hissetmemize yol açıyor. Richard cenneti bulduktan bir süre sonra kendini neden cehennemde hissetmeye başlıyorsa ondan. Üç arkadaş, amaçlarına ulaşıp cennet görünümündeki adaya vardıklarında, kendileri gibi bir grup seyyah görürler ve bu sır dolu adayı evleri haline getirmeye karar verirler. Daha önceki hayatlarına geri dönmeyi düşünmezler bile... Oysa hayat cennette bile pek değişmez nedense. Kişisel çekişmeler ve kıskançlıklar başlar. Trajedi, gene yüzünü gösterir, kanlar dökülür, rüyalar karabasana dönüşür. Üstelik hayattan kaçabilmiş olan Richard bu kez bu cennet görünüşlü cehennemden kaçamayacaktır.