Biyografiler.com : Her yaşam bir iz bırakır. | Türkiye'nin en çok okunan biyografi sitesine hoş geldiniz.

Ümit Burnu


Ümit Burnu

Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki Cape Yarımadası'nın güneydeki uç noktasıdır. Denize doğru uzanan kayalık bir burun olan Ümit Burnu denizden yaklaşık 245 metre yüksektedir.

Afrika'nın en güneydeki noktası olduğu yaygın kanı olmakla birlikte, kıtanın gerçek güney ucu Ümit Burnu'nun 160 km güneydoğusundaki Agulhas Burnu'dur (Cape Agulhas). Ümit Burnu 34 21'26" S, 18°28 25" E Koordinatları üzerindedir.


1453’te İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethinden sonra, Avrupalılar Hindistan’a deniz yolu ile ulaşımı hedefledi. Özellikle Portekizliler bu yolu bir an önce keşfetmek hırsı ile onlarca yıl sefer üzerine seferler düzenledi.

Ümit Burnu'nu 1488'de Portekizli Kaşif Bartolomeu Dias keşfetti ve buraya Fırtınalar Burnu adını verdi. Dias Portekizli Kral II. Joao'nun emriyle doğuya ve oradaki baharatlara ulaşılabilecek bir suyolu bulabilmek için yola çıkmıştı. O zamanlarda ticaret yollarının sadece bir bölümü denizden geçiyordu ve bu yüzden doğuya giden tüccarlar Ortadoğu ülkelerini boydan boya geçmek zorundaydı. Tarihçilerin yazdığına göre Dias, burnu keşfettiğini haber verince Kral bu keşfin doğuya ulaşan suyolunun yakında açılmasını sağlayacağını düşünmüş, bu nedenle burnun adını Ümit Burnu olarak değiştirmiş. Ama bazı kaynaklar ise Fırtınalar Burnu isminin, gemicilerin moralini bozabileceği düşüncesi ile daha sonra Ümit Burnu olarak değiştirildiğini belirtir.

1497-1498 yılları arasında başka bir Portekizli kaşif olan Vasco da Gama, Afrika'yı dolaşarak Hindistan'a kadar uzanan bir deniz yolculuğu yaptı. Bu deniz yolu Süveyş Kanalı'nın açıldığı 1869 yılına kadar Avrupa ile doğu ülkeleri arasındaki tek deniz yolu olarak kalmıştır.

Afrika kıtasının en uç noktası olarak kabul edilen Ümit Burnu aynı zamanda bir milli park ve çok büyük bir alanı kaplıyor. İçinde barındırdığı bir maymun türü olan babunlar ise buranın asıl ev sahipleri.

Ümit Burnu'nun bulunmasının Hikayesi :


Ağustos 1486’da Portekiz Kralı Juan II, meşhur denizci Barthelemeu Dias’a gizli tutulması gereken bir görev verdi: Lizbon’dan çıkıp, Afrika kıtasının en uç noktasına gitmek, burayı dolaşmak ve eğer mümkünse Hindistan’a kadar giderek bu deniz yolunu keşfetmek…

Gizli tutulan bu uzun yolculukla ilgili olarak, elde, ayrıntıları anlatan yazılı bir belge ve çizimleri hiç yok. Ancak, çok maceralı geçtiği biliniyor. Dias bu yolculuğu, karadan fazla kopmayarak, kıyıya paralel sürdürdü. Afrika kıtasının güneyine yaklaştıklarında ise,  gemiyi kayalarda parçalayacak kadar şiddetli fırtınalara yakalandı. Atlas Okyanusu ile Hint okyanusunun en büyük dalgaları bu burunun açığında görüldü, korkunç dalgalar gemiyi karpuz kabuğu gibi sallıyordu. Büyük korku içinde olan gemiciler, boyuna dua ediyor, şeytanlar ülkesine geldiklerini söylüyorlardı. Dias’ın ya kayalara vurup ölme riskini almak, ya da bilmediği rotaya sapmaktan başka çaresi yoktu. O, Atlantik Okyanusu’nu seçti, güney Atlantik’e geçti. 13 gün kara görmedi, haritaları işe yaramadı, denizlerde kayboldu; ancak dalgaların altından akan çok kuvvetli bir okyanus kuşağı dairesel akıntısı onu kurtardı ve rotayı kuzeye çevirdi. Burunu dolaşmış ve farkında olmadan Hint Okyanusu’na geçmiş oldu. Ve böylece de, Diaz onlarca yıldır aranan Afrika’yı dolaşarak Hindistan’a açılan yolu 12 Mart 1488 keşfetti.

Dias, Tanrı ve Portekiz adına keşfettiğini söylediği bu buruna, yaşadıklarından dolayı, Fırtınalar Burnu adını verdi. Ancak, gemileri ve mürettebatı iyi durumda değildi, erzak çok azalmış, salgın hastalık baş göstermişti. Gemiciler isyan etti. Dias Hindistan’a gidemeden Lizbon’a geri döndü.

Başarısını büyük onur duyarak Kral Juan II’a aktardı ancak kral, Dias’ın verdiği ‘Fırtınalar Burnu’ ismini benimsemedi. Krala göre bu isim nedeniyle hiçbir denizci Hindistan’a giden yolu keşfetmeye cesaret ve moral bulamayacaktı; bunu ortadan kaldıracağını ve Hindistan’a ulaşma yolunu keşfetmenin önünü açacağını umarak, gemilerin batmasına sebep olacak büyük fırtınalar ve kayalıkların bulunduğu bu burunun adını Ümit Burnu olarak değiştirdi. 

Nitekim 1498 yılında diğer Portekizli kaşif Vasco da Gama, Afrika’yı dolaşarak Hindistan’a deniz yolu ile ulaşan ilk batılı oldu ama fırtınaların günlerce sürdüğü zorlu seyahati sırasında filosundaki bir gemi tamir edilemeyecek kadar hasar gördü. Avrupalıların Hindistan’a deniz yoluyla ulaşabilmeleri neticesinde ipek ve baharat yolları önemini, Osmanlı Devleti ile ve İran da ticari alandaki üstünlüklerini kaybetti. Hint okyanusu önemli bir ticaret bölgesi oldu, elli yıl içinde dünyanın en kalabalık gemi rotaları haline geldi; deniz ticaretinde de üstünlük Avrupalılara geçti. Ancak, korsanlık da birlikte gelişti…

1869’da Süveyş Kanalı’nın açılmasıyla Hindistan’a gidiş yolu kısaldı, Ümit Burnu da önemini kaybetti.  Artık, Kıbrıs adasının bulunduğu Doğu Akdeniz, önemli bir ticaret denizi oldu.

  Ümit Burnu ile ilgili ilginç bir not… Burayı 1488’de keşfeden Dias, 29 Mayıs 1500’de gene burada, yani Ümit Burnu yakınlarında, yakalandığı bir fırtınada bütün mürettebatıyla birlikte öldü…