Biyografiler.com : Her yaşam bir iz bırakır. | Türkiye'nin en çok okunan biyografi sitesine hoş geldiniz.

Lale Devri


Lale Devri olarak adlandırılan dönem 1718 yılında yapılan Pasarofça Antlaşması ile 1730'da Patrona Halil İsyanıyla III. Ahmet'in tahttan indirilmesi arasında kalan dönemdir.


1716 yılında Osmanlı Devleti'nin Avusturya, Rus, Venedik İttifakına karşı açtığı savaşı kaybetmesi sonucu 21 Temmuz 1718 yılında Pasarofça Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma ile harp dönemi sona ermiş ve uzun bir süreden beri Osmanlı Devleti ilk kez savaşsız bir döneme girmişti. Yıllarca harp ve isyanlardan yorulmuş olan devlet bir rahatlama dönemine girdi. Dönemin padişahı III. Ahmet ve sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, Osmanlı Devleti'nin yenilgileri karşısından önlemler almak gerektiğine inanarak bir takım reform hareketlerine başladılar. Batı kaynaklı bir reform hareketi ilk kez Nevşehirli Damat İbrahim Paşa zamanında uygulamaya konuldu.


Reformlar sadece askeri ya da mali alanla sınırlı kalmadı. Lale Devrinin en büyük özeliklerinden biri bu dönemde sosyal içerikli reformların da yapılmasıdır. Batının tanınması ve örnek alınması üzerinde durulmuştu. Avrupa'nın çeşitli şehirlerine elçiler gönderilmiş, sefaretnameler kaleme alınarak gönderilmesi istenmişti. Bu dönemin en önemli sefaretnamesi Yirmisekiz Mehmet Efendi'nin 1720 yılında kaleme aldığı Paris sefaretnamesidir. Bu sefaretname ile III. Ahmet avrupai tarzda yeniliklerde bulunma ihtiyacı bulmuştur. Batı ile etkileşimin özellikle bilim ve sanat yönünün ağır basıyor olması Lale Devri'nin temel karakteristiğini oluşturmuştur.


Bu dönemin önemli gelişmelerinden biri de matbaanın kullanımıydı. 16. yy'dan beri Arapça, Ermenice, Rumca kitap basımları gerçekleştirilmekte ancak Osmanlıca kitap basımı yapılmamaktaydı. Şeyhülislam Abdullah Efendi'nin fetvasıyla Osmanlıca kitap basımı başladı. 1727 yılında Sait Efendi ve İbrahim Müteferrika tarafından İstanbul'da ilk matbaa kuruldu. Matbaada basılacak kitapların kontrolü için görevliler atandı. Hattatların mesleklerine zarar verilmemesi için dini kitap basımına izin verilmiyordu. Ardından artan ihtiyaçtan Yalova'da kağıt fabrikası kuruldu.Doğu ve batı eserleri tercüme edildi ve yeni kütüphaneler açıldı. Yayınlanan eserlerin etkisiyle batı kültürünü daha yakından tanıyan osmanlı eliti kültürel ve düşünsel anlamda gelişmeye ve batının etkisine girmeye başladı.


Bu dönemde İstanbul'da dokuma ve çini fabrikaları kuruldu. resim ve mimaride de batı tarzı benimsendi. Mimaride Fransa'da egemen olan Rokoko tarzının etkisi altına girilmişti. Özellikle İstanbul'un birçok bölgesi ıslah edilerek saraylar ve mescitler yaptırıldı. Topkapı Sarayı ve Yeni Camii için kütüphane, Ayasofya'da Bab-ı Humayun karşısında Sultan III. Ahmet Çeşmesi yaptırldı. Bunların yanı sıra Üsküdar Yeni Vâlide Câmii, Çorlulu Ali Paşa Medresesi, Damat İbrahim Paşa Camii ve Külliyesi, İstanbul'da Yeni Postane arkasında Daarül Hadis ve Sebil, Ortaköy Camii önündeki çeşme, Üsküdar Şemsi Paşa'da Hüsrev Ağa Camii önündeki çeşme ve Çubuklu Camii yanındaki Mesire Çeşmesi gibi eserler yine bu dönemde yapılmıştır.


Reformlar askeri alanda da devam etti. Lağımcı ve Humbaracı ocakları ıslah edildi. Yeniçerilerden oluşan bir itfaiye bölüğü oluşturuldu. Sosyal hizmetler önem kazandı. Çiçek aşısı yaygınlaştırıldı.


Döneme ismini veren "lale" yetiştirmek devlet adamları ve halk arasıda moda olmuş ve İstanbul'un bahçelerini süsleyen bu çiçeğin 200'den fazla çeşidi yetiştirilmişti. Lalenin "Mahbud" adlı türü devrin en meşhur çeşiti olmuş ve park bahçe tanzimi gibi yerlerde kullanılmıştır.


12 yıl süren bu dönem köklü bir değişime neden olmadı. Halka inemeyen reformlar kalıcı olamadı. İran meselesi; devlet adamlarının imar faaliyetlerini, ordudaki düzenlemeleri ve meclis toplantılarını istemeyen yabancılar; yazılan eserlerin yanlış açıklanıp, anlaşılması gibi sebepler, Lâle Devrindeki huzur ve düzeni bozdu. Patrona Halil adındaki devşirme bir tellak, 28 Eylül 1730'da, III. Ahmet sefer hazırlıklarındayken isyan başlattı. Birçok devlet adamının kellesini isteyen isyancılar, sonunda padişahın da tahttan inmesini istediler. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın öldürülmesi ve Sultan III. Ahmet'in tahttan indirilmesi ile Türkiye tarihinde Lale Devri (1718-1730) sona erdi.