Biyografiler.com : Her yaşam bir iz bırakır. | Türkiye'nin en çok okunan biyografi sitesine hoş geldiniz.

agnostik


agnostik

agnostisizm (bilinemezcilik)

İlâhî veya tabiat üstü varlıkların mahiyetinin bilinemeyeceğini, bilimsel kurallarla ispatlanamayacağını ve gözlemlenemeyeceğini savunan tanrı tasavvurudur. Agnostisizm, tanrının varlığına inanmak ya da inanmamak konusunda insan aklının yetersiz kaldığını savunan felsefî anlayıştır.


Ateizm, tanrının var olmadığını veya var olamayacağını savunur. Fakat agnostisizm, tanrının var olup olmadığının bilinmediğini veya asla bilinemeyeceğini savunur. Demografik araştırmalar için ise ateizm ve agnostisizm, diğer bütün dinsiz felsefelerle aynı kategoridedir.


Agnostik terimi Yunanca olumsuzluk eki olan “an” ile “bilen ve bilgisi olan” anlamına gelen “gnostikos”, sözcüğünün birleşmesiyle oluşmuş bir kavramdır. Bu anlayışa inanan kişilere ise agnostik denilmektedir.

Agnostisizm ya da bilinemezcilik, en yaygın ve bilinen tanımıyla, tanrı veya tanrısal varlıkların bilinemez veya varlığı ile birlikte yokluğunun da kanıtlanamaz olduğunu savunan bir felsefi görüştür. Agnostik düşünce epistemolojik alanda yer alan bir felsefi görüş olmakla birlikte, zayıf agnostizm, güçlü agnostizm ve apotetik agnestizm gibi alt türlere ayrılır. Bununla birlikte agnostik felsefe varsayımların, özellikle tanrı gibi daha yüksek bir otoritenin varlığına veya yokluğuna ilişkin teolojik varsayımların bilimsel olarak hiçbir zaman açıklanamayacağı görüşündedir. Bu fikir akımının destekçilerine agnostik (veya bilinemezci) denir. Agnostisizm kendi içinde de farklı görüşlere ayrılır.

Bilinen tanımların birincisi, "Tanrı'nın ve ruhani, metafizik ve doğaüstü bir varlığın veya varlıkların bilimsel olarak hiçbir zaman kanıtlanamayacağını ve gözlemlenemedikleri için hiçbir zaman bilinemeyeceğini savunan bir görüştür." şeklindeyken ikincisi, "İnsan aklının, Tanrı'nın var olduğu inancını veya Tanrı'nın olmadığı inancını haklı çıkarmak için yeterli rasyonel gerekçeler sağlayamadığının öğretisidir." ve üçüncüsü, "maddesel fenomenlerin ötesinde herhangi bir varlığın veya 'varoluşsal ilk neden'in hiçbir zaman bilinemeyeceği ve bu nedenle de bilinemeyecek şeyin de üzerine yoğunluk vermenin gereksiz olduğunun doktrini veya öğretisidir." şeklindedir

Agnostik kavramı ilk kez İngiliz düşünür Thomas Henry Huxley (d.1825-ö. 1895) tarafından 1869 yılında “İngiliz Metafizik Derneği” adlı kuruluşta kullanılmıştır. Huxley, bir insanın kendi aklıyla tanrının varlığını ya da yokluğunu ortaya koymasının bilimsel bir dayanağının olmadığına vurgu yapmaktadır. Huxley’in agnostik anlayışına göre, başta tanrı olmak üzere dinî inançların doğruluklarının bilinmezliği ve bilinemeyeceği tezi ön plandadır. Kavram aynı isimle kullanılmamakla birlikte İlk Çağ Yunan felsefesinde insan kaynaklı çalışmalarıyla ön plana çıkan sofistlere kadar geri gitmektedir. Sofist düşünürler tabiat felsefesine gerekli önemi vermeyerek insan aklını yüceltici önermeler kullanmışlardır.

Protagoras (ö. MÖ 420) objektif anlamda geçerli bir bilginin bulunmadığını ve genel geçer bir doğrunun olamayacağını ifade etmektedir. Şüpheciliğin o dönemdeki temsilcilerinden olan Georgias (ö. MÖ 375) ise kendisini görecelikle sınırlamayıp varlığın bilinemeyeceğine vurgu yapmıştır. Onun felsefî düşüncesinde ne varlığın var olması ne bilinmesi ne de bir başkasına aktarılması mümkündür.

Agnostisizmin 19. yüzyıldaki savunucularından olan William Clifford (ö. 1879) “İnanç Ahlâkı” adlı makalesinde zaman, mekân ve kişi farkı gözetmeksizin yeterli kanıt taşımayan inanç önermelerine karşı çıkmaktadır. Kavram, 20. yüzyılda ise Bertrand Russell (ö. 1970) tarafından savunulmuştur.

Agnostisizm genel olarak zayıf, güçlü ve kayıtsız olmak üzere üç başlık altında incelenmektedir. Bunlardan açık ve deneysel agnostisizm olarak da adlandırılan zayıf agnostisizmde, tanrının varlığının en azından bugün için bilinmemekte olduğu savunulmaktadır. Ancak yeterli deliller sunulursa tanrının bir gün kanıtlanabileceği tezi öne sürülmektedir. Sert ya da katı agnostisizm olarak da adlandırılan güçlü agnostisizmde ise tanrının varlığının ya da yokluğunun bilinemezliği ileri sürülmektedir. Son olarak kayıtsız agnostisizmde ise tanrının varlığı tartışılmamakta ve tanrı gibi fizik ötesi bir varlığın insan bilgisinin ötesinde olduğuna vurgu yapılmaktadır.