Aesculapius
Aesculapius
Yunan Mitolojisi'nde tıbbın ve sağlığın tanrısı olarak kabul edilir. Apollon ve Koronis'in oğlu, Hygieia, Meditrina, Iaso, Aceso, Aglæa ve Panacea' nın babasıdır.
Yunan mitolojisinde Güneş tanrısı Apollon, sağlık ve tıp tanrısı olarak da kabul edilirdi. Sonraları oğlu Asclepios (Aesculapius) tıp ilahı sayılmıştır. Bunun iki oğlu cerrah olarak tanınmışlardır. Ailedeki kadınlar da hasta bakımında ve sağlığın korunmasında görevli tanrıçalardı. Asclepious'un eşi Epipona ruhsal tedavide, kızları Hygieia, Panacea ve Meditrina koruyucu hekimlik, ağrıyı dindirme ve hastayı iyileştirmede görevli sağlık tanrıçalarıydılar.
Grekler Asclepious'u, üzerinde bir yılanın dolandığı bir değneği tutan yaşlı fakat dinç bir insan biçiminde sembolize etmişlerdir. Asa, gidilen yöreyi, yılan gençliği ve sonsuzluğu simgeliyordu. Antik çağda Yunanistan'da ve Batı Anadolu'da, Asclepios’a adanmış birçok tapınaklar yapılmış olup, bunlar yüzyıllarca şifa kurumları olarak kullanılagelmiştir. Bunlara asclepion denilir.
Tarihin ilk çağlarında tıbbi tedavi, harici incinmeler ve yaralarla sınırlıydı. Savaş meydanlarında vücuda saplanan silahlar çıkarılır, kanama bandajlarla durdurulmaya çalışılırken, yaralar yıkanarak kalıntılardan temizlenmesi sağlanırdı. İlaç kullanımına özellikle yerel kullanımlarda önem verilirdi. İlaçları genellikle toz haline getirdikten sonra pudra şeklinde serpme tercih edilirdi. Kabaca bütün ilaçlar için kullanılan isim ‘Phormaka’ idi ve sihir, zehir ve tedavi için kullanılan diğer maddeleri kapsıyordu.
Yunan tarihinin ilk yıllarında tanrıların ve hekimlerin hastalığın tedavisini birlikte yaptığına inanılırdı. Zamanla sağlık tanrıları özel tapınaklarda kutsanmaya başlandı. Bu tapınaklar en ünlü yarı tanrı Asklepios’a adandı. “Doktor tanrı” ve “doktorluk tanrısı” olan Asklepios’un adına kurulan sağlık tapınakları olan “Asklepionlar” Antik Batı Anadolu ve Yunan tıbbının en önemli yapılarıdır.
Asklepionları günümüz sanatoryumları olarak düşünebiliriz. Bu nedenle kentlerin dışında, akarsu kenarında veya su kaynağı bulunan, temiz havası olan yerlerde kurulmuşlardır.
Önceleri yalnızca çeşme, kaynak, tapınak ve sunak bulunan Asklepionların içine daha sonra kütüphane ve anıtsal sağlık yapıları eklenmeye başlanmıştır.
Anadolu’nun batısında, Ege adalarında ve Yunanistan’da 300’den çok Asklepion bulunduğu tahmin ediliyor. İlk Asklepion’un Ege ve Akdeniz’in birleştiği yerde Knidos’ta kurulduğu sanılmaktadır. Bugün ise bilinen en ünlüleri:
1. Epidauros
2. İstanköy (Kos)
3. Bergama
4. Knidos Asklepionlarıdır.