Şair, oyun yazarı, roman yazarı, öykü yazarı

Danimarka'nın en tanınmış yazarı ve dünyanın en büyük masalcılarından biridir.

Hans Christian Andersen, 2 Nisan 1805 tarihinde Danimarka, Odense’de doğmuştur. Babası Hans Andersen, annesi ise Anne Marie Andersdatter’dır. Ayakkabıcılık yapan babası O 11 yaşında iken öldü. Eğitim hayatına devam edemedi. Geçimlerini sağlamak için annesiyle birlikte temizlikçi ve çamaşırcı olarak çalışmaya başladı.

Kendi başına bir kukla tiyatrosu açtı, kuklalarının elbiselerini kendi dikti. Kuklalarına Shakespeare ile Hölberg'in oyunlarından parçalar oynatırdı.

1819 yılında Opera sanatçısı olmak ümidiyle gittiği Kopenhag'da sesi müsait olmadığı için başarılı olmadı ama müzisyen Weyse ve şair Guldberg ile tanıştı. Bir müddet sefalet içinde, iş aradıktan sonra tiyatronun ancak dans okuluna kabul edildi. Kraliyet tiyatrosunda da dans etmeğe başladı sonunda da o tiyatronun hamisi durumuna geldi. Kral Frederik VI, Andersen ile ilgilendi ve onu Slagelse'deki okulda okuttu. 1828 yılında yarım kalmış olan orta öğretimini bitirip 1828 yılında Kopenhag Üniversitesi'ne girdi.

1829 yılında ilk önemli yapıtı sayılan “Holmen Kanalından Amager Adasının Doğu Ucuna Bir Yürüyüş” adlı kitabını yayımladı. Avrupayı dolaştı. Daha sonraki gezilerinden birinde de, 1841 baharında, İstanbul’a da uğradı. Almanya, Fransa, İtalya, Türkiye ve İngiltere'ye geziler yaptı ve yolculuklarından gezi kitaplarına birçok malzeme çıkardı. İngiltere’de Charles Dickens’le tanışıp arkadaş oldu.

1830'da birçok dillere çevrilmiş olan "Ölen Çocuk" adlı şiirinide içinde bulunduran, ilk şiir kitabını yayınladı, ardından "Amerika'ya Bir Gezinti" adlı edebi eserini yazdı. Eserlerinin arasında en çok tanınanı "Andersenin Masalları" adlı kitaptır. Asıl başarısını "Kibritçi Kız", "Küçük Claus ve Büyük Claus" ve "Güzel Prenses ve Bezelye" gibi masalları içeren "Çocuk Masalları" (1835) kitabıyla yakaladı.

Oyun yazarlığındaki başarısız girişimlerinden sonra köleliğin kötülüklerini anlattığı Mulatten (1840) ile dikkat çekti.

Masallarının bazılarında iyiliğin ve güzelliğin zaferine olan iyimser bir inanç açığa vurulurken; bazıları da oldukça kötümser ve acıklıydı ve kendi yaşamından güçlü izler taşıyordu. Kendine özgü masal anlatma yöntemiyle çocuk edebiyatına gerçek bir yenilik getirdi. Gündelik dilin deyimlerini ve kalıplarını kullandı. Masallarının çoğu Türkçeye de çevrildi.

Asıl başarısını 'Kibritçi Kız', 'Küçük Claus ve Büyük Claus', 'Güzel Prenses ve Bezelye' gibi masalları içeren 'Çocuk Masalları' (1835) kitabıyla yakaladı.

Hans Christian Andersen, önce Faaborg’Iu Riborg Voigt adında bir kıza, sonra koruyucusunun kızı Louise Collin’e ve Jenny Lind adında bir şarkıcıya aşık oldu; hiç biriyle resmi olarak evlenmedi, fakat mutsuz aşkları eserlerine bir malzeme sağladı.

Hans Christian Andersen, 4 Ağustos 1875 tarihinde 70 yaşında Danimarka, Kopenhag’da ölmüştür.

Eserleri:
- Holmen Kanalından Amager Adasının Doğu Ucuna Bir Yürüyüş, (1829)
- Mulatten (1840)
- Doğaçlamacı (Improvisatoren, 1835)
- Kun en Spillemand (Sadece Bir Kemancı, 1837)
- İki Barones (De to Baronnesser,1847)
- Küçük Claus ve Büyük Claus
- Güzel Prenses ve Bezelye
- Kıt Akıllı Karga
- Bir Şairin Çarşısı
- İki Barones
- İsveç Resimleri
- İspanya'da
- Leylekler
- Papatya ile bülbül
- Thumbelina
- Çıplak Kral
- Sinderella
- Uçan Sandık
- Bülbül
- Küçük Deniz Kızı
- Çirkin Ördek Yavrusu
- Kibritçi Kız
- Kralın Yeni Elbiseleri
- Karlar Kraliçesi
- Papatya ile Tarla Kuşu
- Kurşun Asker
- Parmak Kız
- Parmak Çocuk
- Çocuk Masalları (1835)
- Amerika'ya Bir Gezinti
- Andersen Masalları
- Andersen Masalları I
- Andersen Masalları II

Kibritçi Kız:
En önemli masallarından biri de “Kibritçi Kız”dır. Bu, bir noel akşamı gelip geçenlere yalvarıp duran, birbiri ardından yaktığı kibritlerin ışığında hayalinde beslediği şeyleri gören, sonra soğuktan donarak ölen küçük bir kızın hikâyesidir.

Çıplak Kral:
Burada da imparator ve bütün saraylılar bir dolandırıcının eline düşmüşlerdir; bu adam onları son moda görünmeyen elbiseler diktiğine inandırır; oysa dolandırıcı imparatoru çırılçıplak soymuştur. Bunu da saf bir çocuk fark eder.

Kaynak:Biyografiler.com