AB için B planımız da var C planımız da
2006-12-06
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği ile ilişkiler konusunda bir B ve C Planları'nın bulunduğunu, ancak 11 ve 15 Aralık'taki toplantılarda atılacak adımları görmeden bunları açıklamalarının söz konusu olmadığını ifade etti.
Erdoğan, "Olgunluk içinde bu süreci devam ettiriyoruz, hiçbir zaman duygusal davranmayacağız" dedi.
Başbakan Erdoğan, 1 günlük çalışma ziyareti için bugün Suriye'ye gitti. Hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda bir basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, ziyareti sırasında Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ve Suriye Başbakanı Naci Otri ile görüşme imkanı bulacağını, görüşmelerde Türkiye-Suriye ilişkilerini gözden geçirerek yeni işbirliği imkanları üzerinde duracaklarını belirtti. Suriye'deki temasları sırasında bölgesel meseleleri de ele alacaklarını belirten Başbakan Erdoğan, "Özellikle gerilim ve çatışmaların tırmanma eğilimine girdiği bu zor dönemde Ortadoğu'nun barış ve istikrarı açısından bölge ülkeleri olarak yapabileceğimiz katkılara ilişkin görüş alışverişinde bulunacağız" diye konuştu.
Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin birçok alanda giderek geliştiğine işaret eden Başbakan Erdoğan, her iki tarafta da onay süreci tamamlanan Serbest Ticaret Anlaşması'nın 1 Ocak 2007'den itibaren yürürlüğe gireceğini açıkladı. Erdoğan, bu anlaşmanın iki ülke ekonomik ilişkilerine yeni bir ivme kazandırmanın yanı sıra bölgede barış ve istikrarın tesisinde de yapıcı bir rol oynayacağını kaydetti. Erdoğan, komşu ülkelerin hep birlikte, ortak bir sorumluluk içinde Irak, Lübnan ve Filistin'deki son gelişmelerle ilgili bir şeyler yapmaları ve sorunların çözümüne katkıda bulunma gayreti içinde olmaları gerektiğini dile getirerek, "Türkiye olarak bu denli koşuşturmamızın altında bu gerçek yatmaktadır. Suriye ile temaslarımızı bundan sonra da aynı kararlılıkla sürdüreceğiz" şeklinde konuştu.
Açıklamaların sorunda basın mensuplarının sorularını cevaplayan Erdoğan, "Bölgede suların durulması için bölge ülkelerinin biraraya gelmesi gibi somut önerileriniz olacak mı?" sorusu üzerine, daha önce başlattıkları Irak'a Komşu Ülkeler Toplantıları'nın 10 kez yapıldığını hatırlatarak bunun devamı istikametinde de bir çalışmaları olduğunu kaydetti. Erdoğan, bunun devamını sağlayıp bu toplantılarla bölgenin geneline ne gibi katkılarda bulunulabileceğinin araştırılacağını ve atılacak adımlar için gayretlerinin süreceğini ifade etti.
Erdoğan, Almanya Başbakanı Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın dünkü görüşmelerinin ardından yapılan açıklamaların hatırlatılması üzerine, dün yapılan toplantının bir zirve toplantısı olmadığına dikkat çekti. Dün Paris'te üçlü toplantı yapıldığını kaydeden Erdoğan, bu toplantıya gitmeden önce Almanya Başbakanı Merkel ile 20 dakikalık bir telefon görüşmesi yaptığını ve Merkel'e sürece yönelik olarak gerek Dışişleri Bakanları toplantısında gerek Liderler Zirvesi'nde atılacak hatalı adımların, yanlış yaptırım ve müdahalelerin büyük hata olacağını söylediğini hatırlattı. Merkel'in de sürece yönelik iyi niyet taşıdığını ifade ettiğini kaydeden Erdoğan, daha önce yer alan bazı haberlerin üçlü toplantının ardından aynı şekilde çıkmadığını gördüklerini söyledi.
Erdoğan, ellerinden gelen bütün gayreti ortaya koyduklarını hatırlatarak, "Bu süreç rahat bir süreç değil ama bizim kendi içimizde bu sürecin çok daha sıkıntılı geçmesini arzu eden bazı anlayışlar var. Biz bunları anlamakta zorlanıyoruz. Yapıcı bir hava içinde olmaları gerekenler 'bu işi nasıl zorlaştırırız, bundan nasıl bir rant elde edebiliriz' bunun gayreti içindeler. AB süreci siyasi partiler için bir rant aracı olarak kullanılmaya gayret edilirse burada kazanacakları hiçbir şey yoktur. Bizler bu konuda rahatız, atılması gereken bütün adımlar atılıyor" değerlendirmesinde bulundu. Başbakan Erdoğan, Avrupa Birliği'nin Türkiye'deki yeni hükümeti beklediği şeklindeki değerlendirmelerin hatırlatılması üzerine şöyle konuştu:
"Onu siz önce Fransa'ya soracaksınız. Bizim seçimimize bir sene var. Mayıs ayında Fransa'da seçimler var. Onlar şuanda çevrelerindeki seçimleri düşünüyorlar. Bizim seçimlerimizle alakası yok. Bizim herşeyimiz yolunda gidiyor, onlar gibi endişemiz de yok."
AB Komisyonu'nun Tavsiye Kararı'nın aynı şekilde kabul edilmesi halinde Türkiye'nin AB politikasının değişip değişmeyeceği sorusuna Erdoğan, "Bu konularla ilgili bizim şüphesiz ki bir B Planımız olacaktır, C Planımız olacaktır ama 11'de, 14-15'inde atılacak adımları görmeden söylenecek şeyler değil. Biz AB yolunda gidişimizi durdurmak gibi bir anlayış içinde değiliz. Taş çatlasın süreç yavaşlayabilir ama biz yine müzakerelerle ilgili fasılların açılmasında yapılması gereken ne varsa bunları yaparız. Yolumuza devam ederiz, durmayız. Her an hazırlıklı olan bir Türkiye olacaktır. Farklı düşünenlere saygı duyarız ama kararlılığımızı sürdürürüz. Olgunluk içinde bu süreci devam ettiriyoruz. Hiçbir zaman duygusal davranmayacağız" açıklamasında bulundu.
Erdoğan açıklamalarının ardından Suriye'ye hareket etti. Erdoğan ve beraberindekiler Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül tarafından uğurlandı. Erdoğan'ı taşıyan Ana Uçağı saat 10.30'da Esenboğa Havalimanı'ndan ayrıldı.